hyukastar

bak şu semaya, ne görüyorsun, mailiklerden meydana gelmiş bir derya... gözlerinle onun içine girmeye çalış, o mailikleri yırtmak için uğraş, ne görüyorsun? mai... daima mai... değil mi? sonra, bak ayağımızın altındaki toprağa, ne buluyorsun? siyah... daima siyah değil mi? işte öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mai ve daima mai, aşağı bakılsa siyah daima siyah... bir şey ki mai ve siyah olsun.

hyukastar

mai ve siyah, halit ziya uşaklıgil
Reply

hyukastar

hasta mıyım bilmiyorum, fakat ah! o ne yazmak istediğimi bilsem, onu şöyle karşımda resmi çıkarılmış, tasvir edilmiş görmek mümkün olsa, işte o vakit, zannediyorum ki artık ölebilirim, hayatta nasibini tamamıyla almış bir adam hükmünde gözlerimi kapayabilirim...
Reply

hyukastar

bak şu semaya, ne görüyorsun, mailiklerden meydana gelmiş bir derya... gözlerinle onun içine girmeye çalış, o mailikleri yırtmak için uğraş, ne görüyorsun? mai... daima mai... değil mi? sonra, bak ayağımızın altındaki toprağa, ne buluyorsun? siyah... daima siyah değil mi? işte öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mai ve daima mai, aşağı bakılsa siyah daima siyah... bir şey ki mai ve siyah olsun.

hyukastar

mai ve siyah, halit ziya uşaklıgil
Reply

hyukastar

hasta mıyım bilmiyorum, fakat ah! o ne yazmak istediğimi bilsem, onu şöyle karşımda resmi çıkarılmış, tasvir edilmiş görmek mümkün olsa, işte o vakit, zannediyorum ki artık ölebilirim, hayatta nasibini tamamıyla almış bir adam hükmünde gözlerimi kapayabilirim...
Reply

hyukastar

artık mürebbiyeleri veya o an kaybedilmiş olarak gördükleri anne babaları için ağlamıyorlar; onları sarsan derin dehşet, bugün ilk kez göz attıkları o bilinmeyen dünyadan çıkıp gelebilecek olan herhangi bir şey. şimdi geçmek zorunda oldukları karanlık bir orman gibi kasvetli ve tehditkar karşılarına dikilen yaşamdan korkuyorlar. duydukları karmakarışık duygu hissi iyice bulanıklaşıyor, kendilerini neredeyse bir rüyada sanıyorlar, iç çekişleri giderek hafifliyor. nefesleri şimdi daha önceki gözyaşlarının karıştığı gibi usul usul birbirine karışıyor. ve nihayet uyuyorlar. 

hyukastar

mürebbiye, stefan zweig
Reply

hyukastar

ay ışığında oturuyorduk,
          bileğinden öptüm seni

hyukastar

en sonunda caddelere çıkardım
            kaynağından öptüm seni
Reply

hyukastar

başka evlerde karşılaştık
            iliğinden öptüm seni
Reply

hyukastar

evime götürdüm yatağımda
            kasığından öptüm seni
Reply