hyunnlvwm

biliyoruz, herkesin hayatı aynı değil yaşam şartları, onlara erişmek için takınılan maskeleri biliyoruz ancak sadece biliyoruz. bu konu hakkında empati yapmaya çalışmıyor yalnızca eleştiriyoruz. neden bunu yapıyoruz? bana sorulacak olunursa bunun en büyük nedenlerinden birisi ebeveynlerdir. çocuklarımıza 'kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi bir başkasına yapma!' cümlesini kurmak ne kadar zor olabilir? ya da bir yetişkin olarak kendimize yapılan hatayı anlatırken çirkefleşip neden bir başkasının aynı çirkefliği yapmasına izin vermiyoruz? bunu neden yapıyoruz, neden insanları kendilerini saklamaya itiyoruz? neden bunları yaparak insanları her gün daha korkak hale getiriyoruz? zor mu herkesi sevmek sevmediğin kişiden sessizce uzak durmak... ve nicesi. sizinle paylaşmak istediğim size ve kendime sormak istediğin onlarca soru var ancak insan beyni bir yere kadar düşünebiliyor. aramızda kalsın çok düşünmek beni gerçekten delirtiyor.

hyunnlvwm

biliyoruz, herkesin hayatı aynı değil yaşam şartları, onlara erişmek için takınılan maskeleri biliyoruz ancak sadece biliyoruz. bu konu hakkında empati yapmaya çalışmıyor yalnızca eleştiriyoruz. neden bunu yapıyoruz? bana sorulacak olunursa bunun en büyük nedenlerinden birisi ebeveynlerdir. çocuklarımıza 'kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi bir başkasına yapma!' cümlesini kurmak ne kadar zor olabilir? ya da bir yetişkin olarak kendimize yapılan hatayı anlatırken çirkefleşip neden bir başkasının aynı çirkefliği yapmasına izin vermiyoruz? bunu neden yapıyoruz, neden insanları kendilerini saklamaya itiyoruz? neden bunları yaparak insanları her gün daha korkak hale getiriyoruz? zor mu herkesi sevmek sevmediğin kişiden sessizce uzak durmak... ve nicesi. sizinle paylaşmak istediğim size ve kendime sormak istediğin onlarca soru var ancak insan beyni bir yere kadar düşünebiliyor. aramızda kalsın çok düşünmek beni gerçekten delirtiyor.

hyunnlvwm

özene bezene boyadığım ve bni tüm kötülüklerden koruyacağına inandığım maskem yüzümde izi kalmış Birr şekilde düşerken aslında ne kadar kırıldığımı fark ettim. arkadaşıma beslediğim sinir zannettiğim duygunun aslında hayal kırıklığı ve üzüntü olduğunu fark ettim. o kadar alışmışım ki kendimi güçlü göstermeye, normalinde her duygunun safını savunan kendimi bir an için tanıyamadığımı fark ettim. bir bağışıklık geliştirmiştim kendimce dışarıya karşı. kendimi güçsüzlüğe o kadar kapatmıştım ki, sonunda kendi benliğimi unutmuştum. kırgınlığı uzun süre sonra hissetmenin getirdiği kalbimin ritminin bozukluğu eşliğinde tüm vücudumu bir kırgınlık sardı böylece. yalnızca oturup ağladım, kendimi sakinleştirmekle uğraşmadım bile. salaksın dedim kendime, salaksın. eğer maskeni takıp kendini gülümsemeye zorlamasaydın onu çoktan unuturdun. geç kaldın, o çoktan kırıldıysa kırgınlığını sinirliyse sinirini yatıştırdı... çünkü o maske takmadı. her ne kadar bu düşüncelerimi ve çaresizliğimi başkalarıyla paylaşmış olsamda bugün burada, kendimle beraberim işte. açıkcası... içim rahatladı. çünkü aslında bir maskenin ardına saklanmanın ne kadar saçma ve yanlış bir şey olduğunu yazında daha iyi fark ettim ve insanoğlunun bir şeyi yaşamadan anlamayacağını daha iyi anlamış oldum. bugünde burada sizinle belki sizin ablanız belkide kardeşiniz olarak size tavsiyede bulunmak için buradayım; kendinizi gizlemeyin.

hyunnlvwm

merhabalar, panoma uğrayan çok insan olmadığı için buraya canım sıkıldıkça veyahut üzüldükçe küçük notlar bırakmayı seviyorum bugünde o günlerden birisindeyim. bugün uzun uzun insanlar hakkında düşünmek için vakit ayırdım kendime. ilk önce başkalarının hayatını ve onların hayatının benim hayatımı etkileyiş şeklini. kendim için konuşacak olursam... görünüşüyle asla geçilmeyecek gibi görünen ancak kolayca yıkılan çin seddine benzetirim kendimi.her ne kadar kırıcı olduğunu bilsemde sırf gerçekleri duymak için suratıma ve vücuduma yansıtmış olduğum kırılmaz ve umursamaz benin bana zarar verdiğini fark ettim. çünkü gerçek suratımın üzerine geçirdiğim ve kendi ellerimle boyamış olduğum o maske aslında o kadar çok yapıştı ki suratıma bir yerden sonra başkasının farketmesini geçtim kendim bile zar zor fark eder olmuştum. 4 ay kadar önce bir arkadaşımla arkadaşlığımı sonlandırdım. kendisi benim için asla bunu yapmaz diyeceğim türden birisiydi ancak... biliyorum ki dünyada yapmasını beklemediğimiz kişiler aslında yapmasını beklediğimiz kişilerin dahi yapmadığı şeyleri yapar. ilk başta ona sadece sinirlendim ve normalinde çok duygusal olup her konusa empati yapmaya zorlayan kişiliğimi bu konu üzerinden konuşmaya bir türlü ikna edemedim, bir başkası bana bu konu hakkında yorumumu sorduğunda her seferinde farklı bir cevapla karşısına çıktım çünkü her na kadar bazılarımız bilmesede insanın bir şeyler hakkında konuşabilmesi için kendisinden emin olması gerekir, tartıp ölçmesi gerekir. bir kaç gün önce boş bulunduğum bir anda arkadaşımla olan anılarım düştü zihnime ama yanlış anlaşılmasın, iyi olanlar değil insan beyni maalesef hayatının tamamlanmamış kısmını hatrılamakta ısrarcı. ne kadar oturduğum koltukta oturup anılarımızı düşündüm bilmiyorum, beni bu düşünce bulutunun içinden çıkaran şey gözyaşlarım oldu. neden ağladığıma anlam veremedim, bir süre manasızca ağladıktan sonra kendime gelip ilk defa bu konu hakkında kendimi kendimle konuşmaya ikna ettim (+)

hyunnlvwm

Çok sevdiğiniz bir işi kafanızdakilerden kaçmak için yaptığımızda aslında ne kadar aciz olduğunuzu anlıyorsunuz. Size zevk vermeyen sevdiğiniz şeyler zamanla sizi hayata küstürüyor, hayat konusunda tatminsizleşmeye başlıyorsunuz. 

hyunnlvwm

onu gördüğümde... kalbim sıkışıyor, karım sanki yıllardır açmışcasına canımı acıtıyor. onu gördüğümde... çölde yaşayan bir insanmışımda su bulmuşum gibi heyecanla doluyorum, onu görmek için geceleri gündüzlere çeviriyorum... ne bu? aşk mı?

angedebonte

@ hyunnlvwm  Evet, bu bir aşk
Reply

hyunnlvwm

merhaba, size abla/kardeş tavsiyesi vermeye geldim. hani iyi gün dostu diye bir deyim var ya, bazen gerçekten onu bile arar olursunuz hayatınızda. çevrenizde çok kişi olsun, isterseniz o kadar çok kişiyi tanıyın ki bazılarının ismini unutun fark etmez, arkadaşım kardeşim dediğiniz kişi eğer sizin güzel gününüzde yanınızda değilse anlayın ki o gerçekten iyi bir arkadaş değildir. tamam, belki iyi gününüzde yanınızda olamamış ama kötü gününüzde yanınızda olmuştur belki tolere edebilirsiniz ancak bir insanın kötü anını paylaşma isteği Kadar güzel anını mutlu olduğu belkide uzun zamandır sizi en iyi hissettirdiği zamanı paylaşma isteğide olur. arkadaşım dediğiniz kişiyle bir şeyler paylaşırken, mutlu anınızı anlatıyorken sonrasında acaba anlatmasamıydım, neden tepki vermedi, saçma bir an mıydı? diye düşünüyorsanız o kişiden uzaklaşın çünkü bu düşünceler zamanla kendinizi suçlu bulmanıza neden olur. 'yok ya, ben kafamda büyütüyorum yine. kafamda kurdum yine, onu suçlamamalıydım. sırf bu kadarcık şey için aramıza mesafe koydum, salağın tekiyim!' bunlar zehirli cümleler arkadaşlar. kendinize bunu yapmayın yaptırtmayın. iyi akşamlar