Bazı şeyler hiç geçmiyor.
Bazı acılar,
Bazı yaralar,
Bazı yaşanmışlıklar.
İçinde kalıyor, bir yerlerde duruyor yer, zaman, mekan ayırt etmeden hep seninle ve canını yakıyor. Ne halden anlama, ne biraz olsun kibarlık var, biniyor da biniyor tepene adabı muaşeretten nasibini almamış acılar.
Geçmesi gereken o kadar çok şey var ki! Mesela zaman, mesela geçmiş ama dönüp bakıyorsun ne zaman geçmiş ne de "geçmiş." Oysa nefes almaya ihtiyacın var; Atmosfere de taşınsan kar etmiyor, geçmesi gereken "geçmiş" bir türlü geçmiyor ve düğümleniyor boğazına nefes aldırmıyor. Mutluluk diye bir şey yok bence! Mutlu olduğuna inanmak var. Bir de ümit etmek var. Ve iyi ki var. Yoksa hiç iç açıcı değil "elimizde kalan dallar" ve onca iyi niyetimize rağmen avucumuzda ki kocaman-kocaman "sıfırlar!" Hani sıfır etkisiz elemandı? Madem öyle; hayatımıza nasıl bu denli etki edip, hayal kırıklığı yaşatıyor gözümüzde "sıfırlananlar."
"-Neyse... Üzülebiliriz, kırılabiliriz ama hiçbir zaman yenilgiyi kabul edip; sendelememizi bekleyenleri güldürmeyeceğiz. Anlaştık mı? … Duyamadım. Anlaştık mı? Hadi kahve içelim".
Düşünüp yazan herkese teşekkür ederim mutlu yıllar bu arada korkup yazmayanlar varmış merak etmeyin insan yemiyorum .d
Gecenin şarkısı= https://youtu.be/XHwOPkFMtZg