Bunun adı yalnızlık ferit
nereden vuracağı belli mi olur
rakı olsam bardağım tuzla buz
meydan olsam
şehrimin yarasında tuz
nasıl da yapışıveriyor insanın ağzına
“yalnızlık”
dudaklarım bile üşüyor söylerken
bir de ayaklarım ferit
tutturamadı serayı
yazları sıcak ve kurak
kışları soğuk çok soğuk sizin oralar gibi
baharları
çaldılar be ferit
hala bulunamadı failleri
bakır cezvemin sapsız fincanına sokulma keyfini
güneşli avlularda
dut ağaçları diplerine sığınmış muhabbetlerimi
çaldılar
Yalnızlık diyordum ferit
düşünceler içinde düşüncesizliğin tetikçisi
duvarlar duvar oldukça / sustukça
üstüme gelmedikçe pis pis gülmedikçe
korkmuyorum
sessizlik
öyle saplanıyor ki içimdeki çağlayana
bazen bir ambulans sesi
yorgun bir otobüs inlemesi
dayanır mı sanırsın açık pencerene
hırsızın nöbetçisi
yalnızlık diyordum ferit
şehre mevsimsiz inen aç kurt sürüsü