ihanetinizleri

ihanetinizleri

ah ıngeborg, ben kor yuttum. içimdeki her şey yandı. içimde yanacak bir şeyler daha var mıdır ıngeborg? daha fazla acı çekemem. acı çekecek yerlerimi o kor yuttu.

ihanetinizleri

sen nasılsın? sen şimdi,"duvarın arkasında" nasılsın? bense,"hâlâ duymaktayım soluğunu, bir de hançer gibi sapladığın o sözcüğü."
Reply

ihanetinizleri

işte bu ellerimle yalnızım bu inanmazsan bak. bu saçlarımla bu iyi giyimlerimle paralarımla. sen varsın ya sen çoğu kez yetmiyorsun. uzakta mısın sen misin söylemiyorsun. bakışın mı eksik, dudakların mı anlamıyorum. o adamlar geliyor aklıma karanlık iri yarı. o gemiler ipleri, yelkenleri, dümenleri dökük. unuttuğum kırlangıç kuşları, kırık bardaklar bir ahşap evde, taşlıkta yaz günleri bilmesem. bir testiden soğuk soğuk sular sızdığını bilmesem güç dayanırım.

ihanetinizleri

bu durum tek başıma beni suçlandırıyor. işte gör sabah akşam başucumdayım. bakın bu ikide birde bozulan güneş. bu durup dururken sokan yılan. bu kırık bardaklar çöplüklerde aşkın, şiirin, ölümün en kolayına gitmek. caddeleri sevmediğim kadınlarda yitirdiğim. biliyorum sebebini bir bir biliyorum. öyle kolay kendisi kurtulması, söylemesi öyle kolay. kolaylığından sıkılıyorum. kurtulmak elimden gelmiyor.
Reply

ihanetinizleri

yaşamın, sana, bilmediğin, anlamadığın bir dilde yabancı, tanımadığın bir üslupta, şarkı söyleyen biri gibi gelecek. söylenen şarkı seninle ilgiliymiş, senden söz ediyormuş, sana söyleniyormuş gibi bir duygu duyacaksın hep ama, hep de, bilmediğin, anlayamadığın bir dilde, sana yabancı, tanımadığın bir üslupta olacak duyduğun.