Acımasızdır insan.
Bencildir.
Ne kadar dese ki ben etrafımdakileri düşünürüm diye.
İnanma, kanma.
Baskı kurarlar üzerine.
Taşıyacağından ağır yükler verirler.
Seni kafese hapsederler.
Daha sonra o kafastesin diye dalga geçerler.
Ve bunların hepsi, kendini güçlü göstermek, hissetmek içindir.
Acımasızdır insan.
Vicdansızdır.
Sırf kilolusun diye sana çirkin derler.
Sırf matematik çözemiyorsun diye aptal derler.
Ağlıyorsun diye güçsüz derler.
Farklısın diye yalnız kalmaya mahkum ederler.
Acımasızdır insan.
Diktatördür.
Hep baş rolü kendi oynamak ister.
Tüm insanların senaristi olmak ister.
Gelecekteki hayatını yazar.
Sesin yüksek çıkarsa sessiz ol der.
Halbuki içinde, dışarıda göründüğünden daha büyük bir çığlık vardır.
Acımasızdır insan.
Ama aynı zamanda son derece aciz.
Diğerleriyle alay edip onu küçük düşürünce bir şey oldum sanır.
Onun hayatını yazınca bana bağlı kalacak sanır.
Onu kafese tıktım diye evcil hayvanım olacak der.
Halbuki bilmez ki hiçbir insanın hayvanlar kadar iyi ve güzel olamayacağını.
Bilmez ki onların gözlerinden dünyayı.
O sadece o hayvanlara zulüm etmeyi bilir.
Aynı zulmü de diğer insanlara eder.
Kırılan insan bu şekilde kırmayı öğrenir.
Acizliği güç zanneder.
Acımasızdır insan.
Kalpsizdir.
Kalbini söküp zorla alır diğer insanlar ondan.
Diğer insanlar onu kalpsiz yapar.
Aşağılandıkça duygusu yok olur.
Duygusu yok oldukça insan var olur...
Hala son umuduyla çırpınan, içinde az da olsa iyilik barındıran dostlarıma...
İ.H.