Bana ne hissediyorsun diye soruyorlar. Ne mi hissediyorum? Her gün babamı kaybetmişim, her gün evim yanmış da üzerine bir bardak su dökememiş kadar acı hissediyorum. O kadar canım yanıyor ki... Bunların sebebi olmadığını biliyorum ve bunların sebebi olmadığını bildiğim için de daha çok acı çekiyorum.
Bana ne hissediyorsun diye soruyorlar. Ne mi hissediyorum? Her gün babamı kaybetmişim, her gün evim yanmış da üzerine bir bardak su dökememiş kadar acı hissediyorum. O kadar canım yanıyor ki... Bunların sebebi olmadığını biliyorum ve bunların sebebi olmadığını bildiğim için de daha çok acı çekiyorum.
Bir dahi olduğumu ne zaman anladım, biliyor musun?
Kendimi tüketmek için her şeyi yapmama rağmen kendimi bitiremeyeceğimi anladığım gün. Oysa kendimi harcamak için her şeyi yaptım. İçki içtim, hem de çok. Yeteneklerimi keskinleştirmek için en ufak bir uğraşta bulunmadım, sahip olduklarımın değerini artırmak için hiçbir şey yapmadım ama hala buradayım ve herkesten daha zekiyim. Beynim bir atom reaktörü gibi çalışıyor. Kendime verdiğim bu kadar zarardan sonra hala çalışıyor. Bitiremiyorum. Kendimi bitiremiyorum. Demek ki bir dahiyim. Çünkü kendimi harcıyorum, harcıyorum ama bitmiyorum!
Bence romanların iyi olup olmadıklarını anlamak için ikinci kez okumaya çalışmak lazım. Eğer okunabiliyorsa, iyi roman testini geçmiş demektir. Okunmuyorsa, en yakındaki ilkokulun kütüphanesine bağışlanmalıdır.
Sevgili ben,
Bu mektubu sana uykumda yazıyorum. Doğruyu söylemek gerekirse, iğrenç bir adamsın. Varlığına artık dayanamıyorum. Sana üç gün mühlet! Ya değiş ya da intihar et!
Her şey gönlünce olsun.