Selam ben İrem. Çocukluğumdan beri doktor olmak isterdim şimdi işsiz olmak istiyorum. Ama her ay maaşım bankaya yatsın, sigortam olsun. Hadi bunlar olmadı diyelim mutlaka kahve alacak kadar param olsun. Kahve içmeyi çok severim ben. Hele kahvenin elimde bıraktığı kokusuna bayılırım. Ama bana kahveyi bıraktırmak isteyen her er kişiye aşık olurum.
Başlamayan ve bitmeyen ilişkilerim vardır. Başlarsa da hemen biter. Benim hafızam her şeyi hatırlar ama yaşananların ne zaman olduğunu hatırlamaz. Bir önceki sevgilimin bana yaptığı şeyleri dün yapmış gibi hatırlarım. Geçmişimdeki tüm insanlar kafamın içinde yaşar. Sevdiğim 'adamlar' da. 
Muhteşem dostlarım vardır. Öyle muhteşemlerdir ki kalabalıklar içinde bile onları görüp işte bu dersiniz. Biz sürekli kavga eder gibi konuşuruz ama bu bizim anlaşma şeklimizdir. Hepimizin sorunları aynı zamanlarda baş gösterdiğinden birlikte depresyona gireriz ve birlikte çıkarız. 
Bir buçuk dil bilirim. 
Allah'ı severim. Dinleri sevmem. Dinleri seven insanları severim. Atatürk’ü her şeyden çok severim. 
Aşka inanmam. Aşık insanlara inanırım. Ian Somerhalder diye bir adam yaşarken, diğer erkeklerin kendilerinden utanmaları gerektiğine inanırım. Patatesi ketçap'a batırmadan yiyemem. Gözlerimi kapattığımda istediğim her yerde olabilirim. 
Kimseye kızamam. 
Ben hep gökdelenin tepesinde oturur, çekirdek çitler, kabuklarını aşağıya fırlatırım. 

Olağan bir çocuktum.
Olağanüstü şeylere inanırım...