itidal27
Sabahları unuttum sanıyorum, geceleri seni özlemeden uyuyamıyorum, tüm mutluluğumu haram kılıyorum kendime , gururum bir hiçmiş gibi izliyorum bensiz mutluluğunu. Düşünüyorum ne kadar güzel gülümsüyorsun , sonra hatırlıyorum ağlattığın günleri birde hep gülümseteceğine dair verdiğin sözü. Görmeyeli başkalarını gülümsetiyorsun , daha içten gülüyorsun. Hep içten gül , ol sevdiklerinin yanında , ama unutma kimseler yokken ben vardım yanında.
itidal27
Etrafta yaprakların ve diğer nesnelerin üzerine belli belirsiz düşen yağmur damlalarının sesi dışında hiç bir ses yoktu. Bu huzur muydu yoksa yalnızlık mı ? Yalnız hissettiğim için mi buradayım yoksa yalnız hissetmek istediğim için mi ? Başkalarını bilmem ama benim içim huzur yağmurun sesi ve ben de huzur bulduğum tek şeyin beni toprağa terk edişini izliyorum. Zaten hep böyle değil mi ki ? Yanında huzurlu hissettiğimiz birilerini hep kaybederiz , bazen toprak alır bizden , bazen de başkalarına terk edip giderler. Yağmur damlaları da öyle , bazen toprağa karışırlar , bazen de nesnelerin üzerinde birikip güneşin yüzünü gösterdiği ilk anda buharlanırlar. Peki geri döner miydi yağmur damlaları ? Dönse bile tekrar aynı yerlerden geçer miydi ki ? Ya aynı yönden geçse ? Yeter miydi ki bu zaman ? Yetmezdi. Bir şeylere ve birilerine alıştığımız zaman , zaman bilimini kaybetmiş oluruz ve ne kadar zaman birlikte olsak bile sıkılmayız çünkü doyamayız gülümsemesine , hareketlerine , sözlerine , bakışlarına ve dahasına. Hiç bir sözle betimleyemeyiz o anki hislerimizi , kelimelerimizin gücü yetmez. Susmamız gerekir çünkü yetersiz konuşuruz ve bu haksızlık olur. Yaşayamadığım ve yaşamak istemediğim duygular bunlar , istesem bile yaşayamayacağım. Daha önce hiç bağlanmadım birilerine , doğrusu bağlanamadım , bu konuda en ufak bir çaba bile göstermedim , çünkü ben korkuyorum.
itidal27
Hayatımda kimseler yokken yazmıştım.. ama şuan hayatımda biri olduğu korkmadığım anlamına gelmez. Bilirsiniz herkesin korktuğu bir şeyler vardır ve korktuğumuz şeyler başımıza gelir. Üzerinde çok esmemek gerekiyor , yoksa gülümüzü ne yağmur , ne de rüzgar alır bizden. Kendi ellerimizle, kendi esintimizle uzaklaştırırız kendimizden.
•
Reply
itidal27
Bilirsiniz ya Aşk insanları öldürür. Ölmekten korkmuyorum hayır , kim olduğunu bilmediğim , var olduğundan bile haberim olmadığım o kişisiz ölmekten korkuyorum. Yarım bir şekilde gitmek istemiyorum bu dünyadan , birinin beni özleyeceğini , birini özleyeceğimi ama asla kavuşamayacağımızı düşünmek bile bir enkazken bu duyguları kaldıramam ben. Bazıları "aşk" kelimesinin anlamını kavrayamadan bu duyguyu harcarken ben anlatmaya bile kıyamıyorum. Aşk iki insanın bir-birine , bedenlerine , görünüşlerine olan hisleri değil , aşk iki kalbin , iki ruhun bir birine olan hisleridir. Aşk saf sevgidir içten olan sevgidir. Aşkta yaş , boy , para , kilo , mesafe gibi anlayışlar yoktur , aşk rakamları önemsemez ki , aşk her türlü kabulleniştir..
•
Reply
itidal27
uçurumun kenarındayken tuttun elimi ama diğer elinle ittin beni , ilk güvenim, sonra midemdeki kelebekler , en son ben öldüm yavaş yavaş. ama ölmedi içimdeki hisler, bir müddet belkide asla unutamayacağım o duygular. çünkü sen elimi tutunca uçurumun kenarına gelme nedenimi unuttum ben , sen elimi tutunca hayata tutundum ben. belkide konu zaman ve mekan değildi?.. belkide gözlerindi asıl konu. değil bedenimin kalbimin bile titremesine neden olan gözlerin , sonra da ölmeme neden olan gözlerin. ellerini tutarken bir umut vardı içimde , diğer elinle iterken bile , uçurumdan düştükten sonra bile o eli ellerimde hissettim , inanmak istemedim beni iten elin sana ait olduğuna ve sonunda inandım bu gerçekliğe. sen elimi tutarken hissettim cenneti , ellerin ellerimde olduğu her an , gözlerin gözlerimde olduğu her an hissettim cenneti. gözlerin cennetin en güzel çiçekleriydi benim için. seninleyken, bu dünyadayken , dünyamlayken yaşıyordum cenneti. gerçeklikler uçurumundan düşene kadar , cismime bir zarar gelmese bile ruhumun paramparça olduğu o ana kadar hissetmiştim seni -cennetimi-. şimdi ölüden başka bir şey değilim ben , ne dünyamlayım , ne de dünyam var. kim olduğum , ne olduğumu , ne için var olduğumu , nerede olduğumu bilmiyorum ama burası cehennemin kahrolası ateşinden daha sıcak, soğuğundan daha soğuk. rüzgar esmiyor ama içim titriyor bu gün , ateş yanmıyor ama içim yanıyor bu gün. içimde bir yerlerde kalbimde ,ruhumda taşıyorum seni. bir daha senin olmayacağını, senin olamayacağımı bile bile isimsiz her yerde arıyorum seni.