عميق

Öyle yükseklerde yok ki hiç gözüm. Pahalı gemilerde tatiller istemiyorum ki ben. Seninle şöyle oturup mandalina yiyelim istiyorum. Yok. Olmuyor.

Hiç hoş gelmedin 19'

Dîtina te yî şêrîn, qet naçe ji ber çavê min
          Biguherim vê jînê, j'bîr nakim wê evînê.

eylül geldi artık bir haziran kadar uzak, mevcut bir savaşın ortasında uçuşan mermilerden daha tuzaksın şimdi bir korku var üzerimde eline ilk defa çiçek tutuşturulmuş kadınların çeyrek sevgilerle avuntusu hep böyle olur diyor okuduğum romanlar sevgiyle açılan hayatlar nefretle budanır yarında kalır mutlu günlerin emareleri bir an gelir gülüşler dudaklarımızdan bir dikişle atılır.

hasarlı kelimeleri ayıklarken koca bir şiir devirdim. içimde şairleri küstürmüş bir kadın yatıyor şimdi. 

Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini.

Benden yar mı olur sana

bütün bu boşluğu anlamlı kılacak bir tesadüfe ihtiyacım var.

bir evin olmuş. çatın olmamış. bir balkonun olmuş. çiçeğin olmamış. bir çerçeven olmuş münevver. içine girecek anın kalmamış.

iç kanamam mürekkepten.