Her şeyin gelip geçici olduğunu bildiğimiz halde, yine de bir şeylere ve birilerine şuursuzca tutunup israr ederiz. Hem onu hem kendimizi öldürürcesine yapışırız yakasına. Gitmesine izin vermeyiz. Oysa biliriz ki hiçbir şey eskisi gibi değildir artık. Değişmiştir, başkalaşmıştır. Çünkü her şey değişir, hiçbir şey ayn kalmaz... Belki o ısrarla tutunduğumuz şeyin de hayatımızdaki görevi ve hizmeti bitmiştir, bizim de onun hayatındaki hizmetimiz, faydamız, değerimiz sonlanmıştır ve artık ayrılık vakti gelmiştir. Ancak insanoğlu hep o ilk günkü büyük mutluluğu, heyecanı, coşkuyu geri istiyor. O eşsiz ilk heyecan, mutlu günleri, ayaklarının yerden kesildiği tarifsiz anları geri versin, hatta bir daha yaşatsın, alıp götürmesin istiyor ama o mutlu anlar hep mutlu kalmamıştır ki. Değişmiştir. Hayat böyledir çünkü... Her şey gelir ve geçer... Kalıcı olan hiçbir şey yoktur.. Belki gök kubbede hoş bir seda kalır kainatta..... Gerisi değişir, akar ve sonunda yok olur.