life update ve iç dökme seansı çünkü zihnimde ergenliğimle en bağlantılı olan yer burası, artık 18ime giriyorum ve bir ergen olarak son birkaç haftam artık. bendeki bu geçmişten kopamama normal bi bilmiyorum ama gençliğimin baharı denilecek yıllara gireceğime sevinmek yerine hayatımın belli bir dönemi geride kaldığı için üzülüyorum. 1-2 ay kala pes edip resim kursuna gitmeyi, çizmeyi komple bırakmış olmama rağmen son dakika yine de yetenek sınavına gireyim diyip yıllardır hayalini kurduğum üniversiteyi, mimar sinanı kazandım. çok tatlı bir arkadaş grubum oldu ve tiktokta orda burda gördüğüm aşırı havalı kızlarla arkadaş oldum. hep fotoğraflarda gördüğüm ulan ne güzel yer be dediğim okulun rıhtımda her gün oturup çay sigara yapıyoruz. hayatım boyunca hep bok gibi ve tekinsiz yerlerde yaşadıktan sonra istanbulu kazanıp çok güzel bir semte taşındım. resim çizmeye olan hevesim ciddileştiğinden beri hayalini kurduğum ipadi aldım, procreatele beraber yatıp kalkıyoruz. yine yıllardır istediğim piercingleri yaptırdım, saçımı sarıya mora turuncuya maviye yeşile kırmızıya siyaha istediğim her renge boyadım. sanırım bu sene için hayalini kurup da gerçekleştiremediğim tek iki şey kilo vermek ve bir sevgili deneyimlemek oldu ama gerçekten şükredeceğim çok fazla şey oldu bu sene, gerçekten. ama en ufak bir şeyde bile nostaljiden geberiyorum, sürekli eskiyi anıp geri dönmek istiyorum. aklım hala 15-17 yaş aralığını istediğim gibi geçirememiş olmamda, lisede yaşanan ve yaşanamayanlarda. belli birkaç dönem dışında dönüp bakınca bir senesi pandemiye giden üç senelik lise hayatım aslında gayet de dolu ve eğlenceli geçti ama teen romance deneyimleyememiş biri olarak lise çağında ilişki yapan herhangi birini görmek bile kıskançlıktan ve özgüvensizlikten gebertiyo beni, herhalde bi ilişki yapsam tüm dertlerim çözülecek, dönüp dolaşıp her konu sevilmeme derdine bağlanıyor. neyse aman zaten liam payne ölmüş biraz da çocukluğuma yanayım, tüm 1D discographysini tekrar dinleyelim bakalım