jessepinkman06

öyle anlar geliyor ki kafayı yiyecek gibi oluyorum. halbuki bu kadar sinirli, bu kadar canlı değil hissettiklerim. yorgunum. amaçsızım. elimden gelen hiçbir şey yok. okuduğum kitaptan nefret ettim. Ömer'den nefret ettim, Ömer gibilerden, kendimden. Ömer bana benziyor sanmıştım. bir noktaya kadar benziyorduk, evet. ikimiz de tüm suçu içimizdeki şeytana atıyorduk. oysa o yaptığı tüm iğrenç şeylerden sonra ancak fark ederek içimizde şeytan yok dedi. doğrudur. belki içimde bir şeytan yoktur. şeytanın kendisi benimdir. kendine bu kadar acıyı, bu kadar savrulmayı ve yapayalnız kalmayı en başından beri, içten içe hak gören benimdir. her şeyi en başından beri bilen ancak göz yuman, güzelliğin tesiriyle gerçeklere gözlerini yuman ve hayatının tek gerçeğini sen yapan benimdir. bilmiyorum, belki sen haklısın. ama öyle saçmaydı ki sevgilim. öyle hayal kırıklığına uğradım ki. bana ne fena sözler söyledin. karşılığında sadece senin varlığını kaybetmek istemeyen o bencil, senden kopamayan aptal tarafım vardı. sevgili olmayacağız dedin. kesin dedin. bir şeyler düşünmüşsün. yine yoktum o düşüncelerde. biraz benzettim bizi böylelikle Macide ve Ömer'e. ama iğrençti onlar. bir zamanlar insanca düşünen tarafım için iğrençti. şimdi ise... bilmiyorum. inan ne yapacağımı hiç bilmiyorum. neden böyle yapıyorsun sevgilim? üzüldüğümü, kahrolduğumu bildiğin halde, beni en acıyan yerimden vuruyorsun. oysa sevgilim bana kıyamazdı. doğru ya, sevgilim değilsin. durum öyle saçma bir hal aldı ki önümde bırak iki seçeneği bir seçenek bile yok. kimse yok. sen yoksun. bu hayatta sahiden de yapayalnızım. etrafımda insanlar var. çok fazla insan var. daha önce de söylemiştim bin kez belki yalnız olduğumu. ama daha önce hiç bu kadar içten hissetmemiştim. şimdi beni sahiden sevmiyorsun belki. yoksa seven sevdiğine neden böyle yapsın?

jessepinkman06

öyle anlar geliyor ki kafayı yiyecek gibi oluyorum. halbuki bu kadar sinirli, bu kadar canlı değil hissettiklerim. yorgunum. amaçsızım. elimden gelen hiçbir şey yok. okuduğum kitaptan nefret ettim. Ömer'den nefret ettim, Ömer gibilerden, kendimden. Ömer bana benziyor sanmıştım. bir noktaya kadar benziyorduk, evet. ikimiz de tüm suçu içimizdeki şeytana atıyorduk. oysa o yaptığı tüm iğrenç şeylerden sonra ancak fark ederek içimizde şeytan yok dedi. doğrudur. belki içimde bir şeytan yoktur. şeytanın kendisi benimdir. kendine bu kadar acıyı, bu kadar savrulmayı ve yapayalnız kalmayı en başından beri, içten içe hak gören benimdir. her şeyi en başından beri bilen ancak göz yuman, güzelliğin tesiriyle gerçeklere gözlerini yuman ve hayatının tek gerçeğini sen yapan benimdir. bilmiyorum, belki sen haklısın. ama öyle saçmaydı ki sevgilim. öyle hayal kırıklığına uğradım ki. bana ne fena sözler söyledin. karşılığında sadece senin varlığını kaybetmek istemeyen o bencil, senden kopamayan aptal tarafım vardı. sevgili olmayacağız dedin. kesin dedin. bir şeyler düşünmüşsün. yine yoktum o düşüncelerde. biraz benzettim bizi böylelikle Macide ve Ömer'e. ama iğrençti onlar. bir zamanlar insanca düşünen tarafım için iğrençti. şimdi ise... bilmiyorum. inan ne yapacağımı hiç bilmiyorum. neden böyle yapıyorsun sevgilim? üzüldüğümü, kahrolduğumu bildiğin halde, beni en acıyan yerimden vuruyorsun. oysa sevgilim bana kıyamazdı. doğru ya, sevgilim değilsin. durum öyle saçma bir hal aldı ki önümde bırak iki seçeneği bir seçenek bile yok. kimse yok. sen yoksun. bu hayatta sahiden de yapayalnızım. etrafımda insanlar var. çok fazla insan var. daha önce de söylemiştim bin kez belki yalnız olduğumu. ama daha önce hiç bu kadar içten hissetmemiştim. şimdi beni sahiden sevmiyorsun belki. yoksa seven sevdiğine neden böyle yapsın?

jessepinkman06

her seyimle yok olmuş gibiyim. tekrar var olmak zor sevgilim. şu ya hep ya hiç meselesi. her seferinde başka insanlara yapıyorken...senin karşında bu sefer hiç olan benim. sen, hep bir şekilde içimde varsın. 
          "sonuç olarak sen kaldın ve ben tamamen yokum artık.'"

jessepinkman06

Her şeyin farkındasın, neler yapabileceğini biliyorsun. Salak değilsin veyahut da körleşmedin. Apaçık her şey, görüyorsun. Öyle değil sanıyorlar, hiçbir şeyin farkında değilsin sanıyorlar. Bazen kızıyor bazen acıyorlar. Yazık, devam edemiyor, sıkışıp kaldı diyorlar. Bir yol göstermeye çalışıp zaten bildiğin şeyleri nasıl da basitleştirerek, nasıl da değersizleştirerek anlatıyorlar. Kendini kaybettin sanıyorlar, evet doğru kendini kaybettin. Fakat işte, hala her şeyin farkındasın. Yapabilirsin, biliyorsun ama yapmıyorsun. Çünkü değişim için o adımı attığında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyorsun. Zaten hiçbir şey eskisi gibi değil, bunu da biliyorsun. Fakat yine de eskiyi muhafaza etme düşüncesinin acınasılığı ve çaresizliğiyle hiçbir şey yapmadan, öylece bekliyorsun. O şey çoktan geçip gitti, senden de bir şeyler götürdü, biliyorsun. Diyorum ya, biliyorsun işte, her şeyin farkındasın. Lanet olası bir aptal değilsin, en azından bu durum için. Yoksa bir çok konuda aptalı oynuyorsun. Evet, hala bazı anlarda, şu anı ve olanları bir anlığına unutup istemsiz bir gülümseme yerleştiriyorsun suratına. Daha yerleşemeden yok olup gidiyor, ne kadar çabalasan da sen de biliyorsun artık. Daha fazla aptalı oynayamazsın, belki denersin. Ama durumun fenalığını daha da acınası yapmaktan başka ne işe yarar? Ah, her şeyi biliyorsun da hiçbir şeyi bilmiyorsun aslında.

jessepinkman06

Tanrım, hayat bazen çok zor olabiliyor. Dayanamıyorum sanıyorsun, devam edemem diyorsun. Bazen öyle şeyler yaşıyorsun ki bundan sonra yaşayamam sanıyorsun. Yaşıyorsun. Bir şekilde, adına ne denirse densin, devam ediyor her şey. Hiçbir şey senin için durup beklemiyor. Daha hızlı akıyor sanki hayat, daha acımasız, daha sert. Değil, biliyorsun ama sana öyle geliyor. En kötüsü de nasıl devam edeceğini bilememek. Hayatın upuzun bir yol sanki, arada bir duraksıyorsun, bazen çakılıyorsun, kalkmayacağım diyorsun, yol istediği kadar devam etsin. Ama yok, yapamazsın ki, zorundasın. O yolun nereye gittiğini bulmak zorundasın. Kaçamaklar yok, kısa bir yol yok. Aslında var. Ama öyle bir kısa yol ki önünü doğrudan uçuruma çıkarıyor. Deniyorsun belki, başardığın an kaybedeceğin bir yol bu ama. Merak ediyorsun bazen, özellikle de böyle durumlarda, düzgün düşünemez olduğunda doluşuyorlar kafana. Karışmaması lazım fakat nasıl karışmaz? Hayatın boyu her şeyi koşullara bağlamışsın. Durumun kötülüğünün geçmesi demek başka bir duruma geçmek demek. Hiçbir zaman sorunlarının üstesinden gelmiyorsun aslında. Üstünü örtüp sırtını çeviriyorsun, yeni bir duruma hazırsın. Oysa o sırt çevirdiğin durumlar her seferinde şiddetlenerek öyle bir çıkıyor ki karşına, her seferinden sonra daha büyük bir durumla karşılaşamam, daha büyük bir acı çekemem diyorsun. Çekiyorsun ama. Çünkü ne olursa olsun devam ediyorsun. Bir zamanlar birinin de dediği gibi, ‘En büyük lütfu ve laneti insanın, umut…’ Haklısın. Her seferinde yeniden inanabilmenin acınasılığı ve senden götürdüğü şeyler korkutucu. Ama biliyorsun, bazıları için bu lanet ve lütuf düşünemeyeceğin seviyede olabiliyor. Altında eziliyorsun, benliğinden uzaklaşıyorsun sanıyorsun. Kendine bile yalancı, kendine bile yabancı oluyorsun. İşte o nokta. Kendine sahteleşme noktası. Bir an için her şeyin farkındasın, evet diyorsun, evet her şey bu yüzden böyle. Bir an için isyan ediyorsun, oradan oraya savruluyor içindekiler.

jessepinkman06

Bir daha asla yapmayacağım diyorsun ve hemen ardından, hemen ardından yapıyorsun.
Reply