jikkock

Doruktan senin için kopardım bu çiçeği O sarp bayırdan hani, suya iner eteği Kartalın bildiği yalnız ve yaklaşabildiği Sessizce seprilmişti kayanın çatlağında. Gölgeler yıkıyordu burnun sağrılarını Açıkça görüyordum: bir yengi alanında Nasıl kızıl ve parlak bir utku aniti Olanca görkemiyle bir anda kurulursa İşte tıpkı öylece Güneşin gömülüp gittiği yerde gece Bulutlardan bir tak yapıyordu kendine. Yelkenliler bir bir erirken uzakta Birkaç çatı eğimli bir vadinin dibinde Parlayıp görünmekten ürker gibiydi sanki. Sevdiğim, senin için kopardım bu çiçeği! Evet, rengi uçuk ve koku yok tacında Çünkü kökü dağların bu çetin yamacında Yalnız su yosununun acı tuzunu içmiş. Dedim ki: garip çiçek, şu tepenin üstünden Bulutların, yosunun ve teknenin gittiği Uçsuz bucaksızlığa yolcu olmalıydın sen. Git öyleyse bir kalbin Hersyeden daha derin uçurumunda dağıl Başka bir acun olan o göğüste sol artik Göğün seni sular için yarttığı besbelli Ben'se Sevda'ya adadım işte seni!
          	
          	Rüzgar birbirine katıyordu suları,
          	
          	Yavaş yavaş silinen
          	
          	Belirsiz bir ışık kalmıştı yalnız günden
          	
          	Ah! nasıl açılıydım ve nasıl da derinden!
          	
          	Düşler içindeydim ve kapkaranlık Gece
          	
          	Sonsuz titreyişlerle doluyordu içime.

jikkock

Doruktan senin için kopardım bu çiçeği O sarp bayırdan hani, suya iner eteği Kartalın bildiği yalnız ve yaklaşabildiği Sessizce seprilmişti kayanın çatlağında. Gölgeler yıkıyordu burnun sağrılarını Açıkça görüyordum: bir yengi alanında Nasıl kızıl ve parlak bir utku aniti Olanca görkemiyle bir anda kurulursa İşte tıpkı öylece Güneşin gömülüp gittiği yerde gece Bulutlardan bir tak yapıyordu kendine. Yelkenliler bir bir erirken uzakta Birkaç çatı eğimli bir vadinin dibinde Parlayıp görünmekten ürker gibiydi sanki. Sevdiğim, senin için kopardım bu çiçeği! Evet, rengi uçuk ve koku yok tacında Çünkü kökü dağların bu çetin yamacında Yalnız su yosununun acı tuzunu içmiş. Dedim ki: garip çiçek, şu tepenin üstünden Bulutların, yosunun ve teknenin gittiği Uçsuz bucaksızlığa yolcu olmalıydın sen. Git öyleyse bir kalbin Hersyeden daha derin uçurumunda dağıl Başka bir acun olan o göğüste sol artik Göğün seni sular için yarttığı besbelli Ben'se Sevda'ya adadım işte seni!
          
          Rüzgar birbirine katıyordu suları,
          
          Yavaş yavaş silinen
          
          Belirsiz bir ışık kalmıştı yalnız günden
          
          Ah! nasıl açılıydım ve nasıl da derinden!
          
          Düşler içindeydim ve kapkaranlık Gece
          
          Sonsuz titreyişlerle doluyordu içime.

jikkock

İkimizde biliyoruz sevgilim, öğrettiler; aç kalmayı, üşümeyi, yorgunluğu ölesiye ve birbirimizden ayrı düşmeyi. Henüz öldürmek zorunda bırakılmadık. Ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan. 
          İkimiz de biliyoruz, sevgilim. Öğretebiliriz; dövüşmeyi insanlarımız için ve her gün biraz daha candan biraz daha iyi sevmeyi.

jikkock

But I would rather be horizontal. I am not a tree with my root in the soil Sucking up minerals and motherly love So that each March I may gleam into leaf, Nor am I the beauty of a garden bed Attracting my share of Ahs and spectacularly painted,
          
          Unknowing I must soon unpetal. Compared with me, a tree is immortal And a flower-head not tall, but more startling. And I want the one's longevity and the other's daring.
          
          Tonight, in the infinitesimallight of the stars, The trees and the flowers have been strewing their cool odors..
          
          I walk among them, but none of them are noticing.
          
          Sometimes I think that when I am sleeping I must most perfectly resemble them- Thoughts gone dim.
          
          It is more natural to me, lying down. Then the sky and I are in open conversation, And I shall be useful when I lie down finally: Then the trees may touch me for once, and the flowers have time for me.