“Requiem’de diyor ki, “Büyük acılarımız, güçsüzlüklerimiz… Bunların bir önemi var zannederiz ama yarın gün yeniden doğacak sanki hiç yaşamamışız gibi. Aşklar ölür, aşklar doğar, yüzyıllar geçer ve yok olur, ölüm olduğunu zannettiğin şey, bir mevsimdir, daha fazlası değil.
Bir gün, bir gün bu serserilikten bıkmış bir halde çekip gideceksin, ne önemi var. Çünkü dünya gene de dönecek, biz dönmediğimiz zaman bile.
Bir yıl, iki yıl, yüz yıl ikimiz birlikte ve sonra bir gün yapayanlızız. Ağlarız ama gene de yaşamaya devam ederiz. Aşklar doğar aşklar ölür. Nihayet bu akşam artık korkmuyorum, dünya artık dönmediği zaman bile seni hala seveceğimi biliyorum.”
-Kişisel şuur kayıplarına :”)