ölüm-habercisi, lidia vargas'ı aramamıştı çünkü bugün ölmeyecekti. ama ölecek olsaydı, kendisine öleceğini söylemeyen en yakın arkadaşının aksine tüm sevdiklerine söylerdi.
lidia durumu anlamıştı. ipuçları önüne serilmişti ve hepsini birleştirmişti: mateo'nun aşırı erken gelmesi; harika bir anne olmasıyla ilgili kibar fakat durduk yere söylediği sözler; mutfak tezgahında içinde dört yüz dolar olan zarf; numarasını engellemesi, ki bunu mateo'ya kendisi öğretmişti.
mateo'nun sayfasına girdi, ki o on dokuz ortak arkadaşının olduğu bomboş bir sayfaydı. "günaydın new york" hayran sayfasından, brooklyn'deki iki tane günbatımı fotoğrafı; nasa'nın, uzay seslerini dinlemenizi sağlayan bir araçla ilgili makale ve istediği üniversiteye kabul edildiğine dair yeterince ilgi görmemiş aylar önceki durum güncellemeleri vardı. mateo kendisiyle ilgili şeyleri paylaşmakta hiçbir zaman iyi olmamıştı ama fotoğrafınıza yorum yapacağına ve durumunuzu beğeneceğine güvenebilirdiniz. sizin için önemliyse onun için de önemliydi.
lidia, mateo'nun tek başına dışarıda olmasından nefret ediyordu.
2000'lerin başında, insanların öleceklerine dair uyarı almadığı zamanlarda değillerdi. ölüm-habercisi, gidicileri ve sevdiklerini hazırlamak için vardı; gidicilerin sevdiklerine sırt çevirmeleri için değil.
mateo'nun fotoğraflarında gezinip son yüklemelerine baktı: şu an oturduğu koltukta penny'yle birlikte uyurken; hayvanat bahçesinde ikisinin de yılanların kaçmasından korktuğu sürungen bölümünde penny'yi kucağında taşırken; babasıyla lidia'nın mutfağında, babası onlara pegao yapmayı öğretirken; penny'nin ilk doğum günü partisi için flama asarken; lidia ve penny'yle birlikte büyükannesinin arabasının arka koltuğunda oturup gülümserken; mezuniyet cübbesi ve kepiyle ona çiçek ve balon almış lidia'ya sarılırken. lidia fotoğrafları kapadı. hâlâ dışarıda bir yerde, hayatta olduğunu bilirken anılara dönmek acı vericiydi.