
kaIbimdentenime
birinci sümüklü böcüsümle olan arkadasligimi özledim
@kaIbimdentenime
0
Works
0
Reading Lists
1.4K
Followers
birinci sümüklü böcüsümle olan arkadasligimi özledim
birinci sümüklü böcüsümle olan arkadasligimi özledim
öyle bencil bir adamsın ki, dudakların kanar endişesiyle kalbimin kırklarını öpmekten kaçındın.
öyle aşık bir kadınım ki, dudaklarımın parçalanmasını bile umursamadan kalbinin kırıklarını öpmekten kaçınmadım.
ölüm gibi gözleriniz... "bu bir, iltifat mı?" hayır bayım, bu bir iltifat değil. siz, ölümün ta kendisisiniz. ah, ne zor şimdi bunları size anlatmak.
inanmak istedim, aşk ve güzelliğe. oysa ben şimdi bunlardan çok uzağım. gözlerimden okunmaz artık hüznüm. siz, içimdeki mutlu kız çocugunu, çoktan boğdunuz.
gözlerinizdeki acımasızlığı gördü ve çırpınmayı bıraktı. bilemezsiniz siz. sahi siz, hiçbir şeyi bilemezsiniz. ben, katilimi sevdim, ölümüm kaçınılmazdı.
ben aykırıyım bayım.
yüzünüzü mosmor eden koca bir yalnızlığınız var, ama göremiyorsunuz. burnunuzun ucundayken doğru olanı.
dilinize hep aynı pelesenk olmuş kelimeler. kaç kitap okudunuz bayım? kaç güzel cümle çıkar ağzınızdan? kaç defa anlamaya çalıştınız kendinizi?
sanıyorsunuz ki dünya sizin etrafınızda dönüyor, ama sadece sanıyorsunuz bayım. yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı elinizde?
her gün kendini yine sevdirir sonda beni yine öldürürdün.
senin bu ellerin diyorum, açık bir bahçe kapısı ve tuvalden kelâma uzun bir yol haritası. bir dolu şenlikse eğer dünya, senin ellerin yerli yerinde frida.
senin bu ellerin diyorum, apansız bir yaz iklimi ve odadan odaya iyi geceler müziği. hayatın hüznü bir vedaysa eğer, senin ellerin derman yerine frida.
cıvıl cıvıl günlerin rüyası giriyor uykumuza. saçlarınla konuşuyoruz, biraz gül kokuyor. ama daha çok kül, durmadan...
neye dokunsak, orası çamurlu gece. nereye baksak, oradan bir rüzgâr geliyor yüzümüze. çürümek de böyle bir şey frida. eşyalar yalnızlaşır, kapanır kapılar ve tavan batar tenimize.
bi otogarda bin kez baktım ayak bastığın betonlara, yerleri okşadım. ana avrat sövdüğüm şehrin kapısında yattım. insanları izledim, renkli gözlü kadınları. yaşıtın oğlanları.
neden ben buyum, neden ben ne olursam olayım hiçten bir adım öteye yok yolum?
ben senin yüzünden kendimle savaştım. etimden sıyrılanım artık ne olur bana bak. benim döküldüğüm şu kaldırıma bak. neden.
akanım. sana bi kez dokunamayan, sana bi kez bakamayan, bunları zaten istemeyen bi hakkı da olmayan ama her defasında sana koşanım.
kalbimdeki sızının asice başa vurmuş kısa vadeli ölümümsün. yaşam denen zırvalık senin varlığınla serserileşiyor. kurşunlarını topluyorum sevgilim.
kurşunların ağır, kurşunların kanlı, kurşunların katil. benim katilim. her noksanımda, iki şakağımın arasında derin kasvetim.
yaşamak, karanlık bir deniz kıyısında yürür gibi kaybolmanın kıyısında yürümekmiş;
insanın kendisiyle mesafesi, dünyanın geri kalanıyla arasındaki mesafeden daha büyükmüş.
evim diyordum, evim. ben kendi evimin camlarını indirmiştim bir bir, çekmişim koparmışım bizi saklayan perdesini yerinden. dökmüşüm fırlarmışım saksılarını bizimle büyüyen çiçeklerimin.
ama sorun değildi, ben yutardım o kesikleri. çünkü artık geriye evden kalan yıkık bir harabeydi. iyileşicektim, ve bir daha asla bir evimin olmayacağını anlayacaktım.
kırılmıştı pencereleri, kırık olsa da almıştı içeri ve ben fark edememiştim o günün gecesini. kırık camları sırtımı kesik kesik etmişti.
Both you and this user will be prevented from:
Note:
You will still be able to view each other's stories.
Select Reason:
Duration: 2 days
Reason: