Sen ve boşluk
Hatrına gelir mi bilmiyorum?
Sanırım beş yıl gerideydi dünya.
Umudun zirvesine çıkardık,
Sonra dayardık sırtımızı ihtimallere,
basitçe hayaller kurardık.
Olsalardı ile başlardık söze,
Ah'lar ile de kapatırdık.
Ufaktı hayallerimiz fakat çoktu.
Üstelik bizim bile inancımız yoktu.
Ama gene de dayardık sırtımızı o boşluğa.
Dardaydık çünkü...
Biliyor musun?
Şimdi o boşluk bile kalmadı artık.
Kadersizlik bu ya!
İhtimallerin bile kuyusunu kazdık.
Ne zaman görsem gökyüzünde yırtık bir bulut.
Sise bulanır gözüm, hislenirim.
Çünkü; çok kez yırtık bir bulutun yağmurunda ıslandı gönlüm.
Fakat kurduğumuz hayallerin hepsi çocukken öldü.
Günlerden ıslak bir sabah,
Alıp elimize bir kadeh zaman.
İhtimallerin oluruna içerdik.
Hatırladın mı o anı?
Aniydi her şey.
Toplaştı tüm hayallerimiz küçük bir kayığa,
Geceden kalma o telaşla
Küreksiz karışıp gittiler uzaya.
Artık sen de yoktun!
Sanırım yüzü de değişti ihtimallerin?
Belki de tersini dilemeliydik.
İşte o zaman düzelirdi her şey.
Ya da iki şey; Sen ve boşluk...