kalbekemoterapi

yaş aldıkça yoruluyorum. zamanın yükünü sırtıma almak, hafızamı zedeliyor. barış kelimesinin anlamını yok eden bir nesille savaşıyorum. savaş, sokakta bir hayvanın açlık için gösterdiği mücadeleyi aşıp kana bıçağa bürüneli çok oluyor. kahpe? evet haksızlığı yüzüne bir maske gibi giydirip sessizliğe batan herkesin adı bu. deviri bir toz bulutu gibi uçurmak istiyorum. dilime dolanan küfüre kaşlarını çatarak bakan her birinin yüzüne atmak istiyorum düşüncelerimi. bu ağrı diz kapaklarımı titretiyor.fikirlerim özgür, sokmuyorum onu hiçbir anlamsız yaşamın altına. sürüklendiğim bu hayat sizin olsun, vazgeçtim.

kalbekemoterapi

yaş aldıkça yoruluyorum. zamanın yükünü sırtıma almak, hafızamı zedeliyor. barış kelimesinin anlamını yok eden bir nesille savaşıyorum. savaş, sokakta bir hayvanın açlık için gösterdiği mücadeleyi aşıp kana bıçağa bürüneli çok oluyor. kahpe? evet haksızlığı yüzüne bir maske gibi giydirip sessizliğe batan herkesin adı bu. deviri bir toz bulutu gibi uçurmak istiyorum. dilime dolanan küfüre kaşlarını çatarak bakan her birinin yüzüne atmak istiyorum düşüncelerimi. bu ağrı diz kapaklarımı titretiyor.fikirlerim özgür, sokmuyorum onu hiçbir anlamsız yaşamın altına. sürüklendiğim bu hayat sizin olsun, vazgeçtim.

kalbekemoterapi

biraz daha fazla yormalıyım beynimi. büründüğün kişiliği ezip geçmeliyim, seni kendi doğrularıma bükerek doğru olmanı uman aptalın biri olmayım. aptalın biriyim gök. evimi başıma yıkarken, çatımın sen olduğunu nasıl fark etmezsin.yıkıldık. sen üstüme yıkıldın gök.  titreyen ellerimden söz etme bana, onları dudaklarımın üzerine kapatıyorum. bana sunduğun armağana da bak! şaka. bunu bana yapma. kapa tüm kapıları üstüme, beni güçlendirmese bile acıların, açık yer bırakma bana. şaka. şu pencereye bak gök. ne işi var evimin tam orta yerinde küçücük bir pencerenin. bana umut verme. çıkamıyorum o pencereden. bunu denedim, gördün. kapadın değil mi gözünü gök. ben kapamıştım, görmedim o pencereden sızan ışığı. bana umut verme, benden tüm umutları al. başımı boynumdan sıkarak büken kahpeye de söyle, ben daha büyümedim. benden birine güvenmemi bekleme, bir daha üzüm yemem. inadıma, küfür edip şaşıranlara bulut ol gök, bulut ol. göz göze gelmeye korktuğum babama söyle bulut, ağlamasın. hecelerim annemden çıksın, babama dokunsun. attığım taş, kimin penceresinden içeriye girerse ona sevmeyi öğret bulut. şu korkuyu gözlerimden kes al bulut, şu telaşı yüzümden kopar al gök. yıkıl istediğin kadar üstüme ama açık yer bırakma bana. sinirden ağlarken bu titremeyi al benden, hissetmekten bu denli korkarken koyma duyguları göğsüme. burdan sonrasını okuma gök. halledemezdim. bu ateşin küllerini bile savurup attım üzerimden, unutmak kolay mı? kolay sandılar. ne işi var bu pisliğin üstümde. günlüğümü yakarken ağlamadım gök, yazdıklarımı biri okur korkusuyla titredim, sinirden. kim ne derse dedin bulut, babam ağlamasın.

kalbekemoterapi

babam ağlamasın, hallediyorum söz.
Reply

kalbekemoterapi

sana ayakkabım yırtık dedim, tuttun karların arasına fırlattın beni. şimdi tenim bu kadar soğukken gülmek, iki heceli mimar. insanların yüzüne damga gibi oturan telaşa anlam veremiyorum. yaşamak bu muydu bulut? yaşamak için telaşlanmak, korkmak, sevmek, gülmek mi gerekiyordu? şu gülüşüp duran insanlara bak bulut, aptallar. bana bir devrimci olsan zihinlerde yaşlanacak sözlerinden birisi ne olurdu diye sormuştun bulutum, hatırla. sana demiştim; "ruhun bir sürtük dahi olsa sırtına oturan kamburluk adaletin ağırlığı ise boğazından göğsüne oluk oluk huzursuzluk akar." telaş, dudaklarının kenarından başlayıp boynuna kadar süzülen bir yılan. ensene dokunan nefes o yılanın dilinden dökülen zehir. telaş gülüşünün arasından beynini zehirlerken, aptal gibi neşe saçmaya çalışan çaban sankisiz bir ironi. 

kalbekemoterapi

göğsünden aşkını çekip at, çocuk değilsin çırpınma. ellerini ben bağladım, tam kaburganın çıkış noktasına. hissediyor musun? bu koşuşturmayı durdur bulut, yağ üstümüze. bir çocuğun gözüne ekilen korkuyu kopar, koy göğsüme. yarını düşünürken bugünü silen aptalları al vur ötekine. çırpınma bulut, çabalamanı istemiyorum. yap bulut, çırpınma. acımı çekiyorsun. bak gözüme, kim var içinde? korku. onu bir çocuğun gözlerinden alıp attım içime. artık çocuklar düşünüyor bulut, artık çocuklar ağlıyor sadece bulut. vurdum duymazlığı bir kalkan gibi göğüsleyen aşağılık toplum böbürlenerek hayatın coşkusuna ayak uydururken çocuklar ağlıyor bulut. beni anla bulut, sol bileğimi kes bulut. gözlerimi al benden bulut. annemde olmayan ne varsa al benden bulut. durma bulut, işe yara.
Reply

kalbekemoterapi

- yazıklar olsun.
          ؛bende öyle söylüyordum, bir yazık olsun başucuma konsun. şu akılsız başıma yazıklar  olsun, bulut. ağlıyor musun? yüzüme düşüyor göz yaşların. sol yanağımın üzerine serilen beş santimetreye yazıklar olsun, bulut. göz yaşların battıkça, kahrolsun yara. görmüyorsunuz, kapanmadı o yara. kim dokunsa çocukluğuma batar yanağıma. kendim bile dokunmam ona, göz yaşların dokunuyor yarama. bulut, bir daha ağlama bana yazıklar olsun 
          - kalk hadi ayağa. 
          ؛bayım, göz çukurlarınıza hapsettiğiniz  acılar sizi kör bir kuyuya itmiş. görmüyorsunuz, ben ayaktayım. yırtık papuçlarımın üzerinde dik bir duruş sergiliyorum sürtük hayata.bulut, ben sarsılıyorum ama hallediyorum.diz kapaklarımın üzerine konan morluklar tanrının bedenime çizdiği ikinci sanatı, ketum bir baharın sancısı. 
          - ne yapıyorsun? 
          ؛sus bulut, sus.

kalbekemoterapi

yapamıyorum, bulut
Reply

kalbekemoterapi

doğarken çok ağlamışım, başından belliymiş; huysuz bir kış gecesine çiçek açmışım. soğuğa vurgunum var, titrese bile ellerim yinede koşar giderim. yerle bir olan gururumun teni inceydi, o gururun teni kalbime işleyen saydam bir deriydi. aşka şiir yazmam filhakika dilime küfür dolanır, boğazımdan kinler kusarım. yazarken hiç düşünmedim bu yüzdendir devrik cümlelerim. dudaklarımın üzerinde hala soğuktan bir el var, konuşursam boynma asılan bir canavar. güçsüz kelimelerim, virgülümü devirir. iki noktaya varmaz hecelerim, açıklamayı beceremezdim. hiç düşünmedim ben, hep coşkuyla yazdım. 

kalbekemoterapi

bu kışıda atlatırsak annem, yaza derin bir nefes borçluyuz. bu sefer daha sert asılmamız gerekiyor soğuğa. güneş artık açmasada sıcak bir rüzgara razı gelmeyiz. annem, her satırımın yorgun çiçeği; bu seferki yangından soğuk korlar yağıyor gözlerime. 

kalbekemoterapi

boşu boşuna, hiçi hiç uğruna sel oldum kışa yağdım, yaza battım. yalan oldum, yürek yaktım. küsmüş bir ahmak şansına. bir âlime sordular; boşuna ağlar mı insan? ne ahmakmış ama hiçi hiç uğruna kırkı kırk yarmış. huysuz bir baş ağrısına ahmak bir mücadele katletmiş. bir ömür, bin ömür, o ömür, bu ömür, ömür; diyorsun gülüm ömür de tükeniyor. yaşım göz yaşıma rest çekiyor.