"Değiştiğimi söylüyorsun. Dile tam dökmesen de, bakışların, kulağıma fısıldar gibi, bunu anlatıyor. Duraksaman, sesindeki çatallanma hep bu farklılaşmanın idrakindeyim diyor. Doğru anlıyorsun. Bunca yıldır, beraber örülüyorduk. Bir şiş sen, bir şiş bendim. İlmek ilmek atılırken, ortaya bizden bir desen çıkıyordu. Şimdi. Şimdi, ise... Ayrı ayrı yolları yürüyoruz. Sana desenlerimi gösterdiğimde anlayamıyorsun. Başka geliyor. Evvelden de başka olduğunu fark edişten uzaksın. O zaman beraberdik ve düğümün nasıl atıldığını biz biliyorduk. Artık, ip atlamalar, büzgü yapılan yerler sana yabancı. Karşına bir tamamlanmışlıkla çıkıyorum. Yüzüne bakıyor, ifadeni anlamaya çalışıyorum. Bunu üstünde taşır mısın diye sorarken, bir iki sonrası bunun endişeli bir sorgu olduğunu görüyorum. Bir merak ve heyecandan ziyade... İşte benim köşemde ördüklerimi üstüme geçirmemin dayanılmaz burukluğu ile geçiyorum böylece önünden. Bir önemi canımın çekmesi yanında, bakmanın ayrı bakmamanın ayrı tedirginliği eşliğinde geçiyorum."