![](https://img.wattpad.com/useravatar/kanveiz.84.701679.jpg)
kanveiz
bir inanmışlığın kaç yenilgiyi beraberinde getirdiğini yaşayarak öğrendiğimden beri mezarlığın kapısında oturuyorum.
@kanveiz
0
Работ
0
Списков для чтения
69
Подписчиков
bir inanmışlığın kaç yenilgiyi beraberinde getirdiğini yaşayarak öğrendiğimden beri mezarlığın kapısında oturuyorum.
bir inanmışlığın kaç yenilgiyi beraberinde getirdiğini yaşayarak öğrendiğimden beri mezarlığın kapısında oturuyorum.
üzerimden atamayacağım birtakım hislerle çevriliyim.
-
sevmek mi sevilmek mi albay? sevmek dersen sana bir ton acı neden sunabilirim. sevilmek dersen de bir ton çaresizlik sunabilirim. ah albay. her sevgi sevilmeyi getirmiyor. her sevilme de bir sevgiyi doğurmuyor. seven sevilmediğine. seven ise yine sevilmediğine dert yanıyor. bir hikayenin seveni olmak sevildiğimiz anlamına gelmiyor. bu biraz şans gibi. seven sevilir. belki başka birisi tarafından belki aynada gördüğü tarafından. seni sevmek benim için çok zordu. bunu başardım daha doğrusu başardım sandım. sevgi böyle bir şey sandım. tabi ilk zamanlar böyleydi. sevgi açığı belki sürekli ağlamayı hatta yaralasa bile peşinden koşmayı gerektirir sandım. sevdiğim gibi sevilmedim de. çünkü sevmeyi yanlış biliyordum. insan sevdiğini sandığı kişiden gelecek her şeye kabul olabiliyormuş. bunun zararlı olduğunu çok sonradan öğrendim. sevgi acıtmaz. sevgi yaralamaz. sevgi ağlatmaz. sevgi saf. sevgi masum. sevgi beraber olmasa bile hissetmek demekmiş. ben yabancısı olduğum duygularla savaşıyorum.
-
yaşamak zor iş vesselam. adım atınca veya nefes alınca derken sabah kafanı yastıktan kaldırınca yaşıyor olmuyorsun albay. yaşamak o kadar zor bir iş ki herkes bile bunun ne demek olduğunu bilmiyor. biz yaşamaktan saydığımız şeyleri bir mutluluk uğruna yapmıyoruz. biz ölüme adım adım yaklaşırken vakit geçsin diye bu dünyayı yaşıyoruz. ben gerçekten savaşmadan yaşamak isterdim. nefes aldığımı bilmek değil hissetmek. adım atmak zorunda olmak değil adım atmak istemek. sabah kafamı yastıktan kaldırırken farkına varmak değil yaşamak isterdim. bunlar birbirlerinden çok farklı mevzular albay. sen yaşamayı görev bilirsin. ben istemeyi ve hissetmeyi.
şu sıralar kuş uçuyor ben ağlıyorum. onlar özgür ya. istediklerine gidiyor. gitmek istiyorum. bir kuş kadar özgür olamamaya içerliyorum. sebep arıyorum. bulamıyorum. soruyorum. söyleyemiyorum. düşüyorum. kalkmak istemiyorum. kalktım öyle düştüm. yoruldum. nefes alırken hissettim yorulduğumu. sabaha kalmaz sileceğim yazıları yazdım yine. sessizliğe haykırıp susacağım.
bir sabahın balkondan içeriye usulca süzülen havası. odasından içeriye giren güneşi. akşamından kalma aydınlığa ektiği umut tohumu. gecesinde yastığını ıslatan gündüze mecburen açtığı gözleri. kızarık. hafifçe küçülmüş. biraz yorgun bakıyor. yüzünde acısını sakladığı belli olmasın diye eksik etmediği tebessümü. aynı döngüden korkarak uzak tuttuğu düşünceleri. bir umut unuturum diye meşgul olduğu hali. son bulur yine sonsuzluğa nefes aldığı uçurumun köşesinde. derin bir nefes alır burnuna dolar çiçeklerle karışmış denizin kokusu. bir öyle hisseder hayatı. bir öyle korkar kaybetmekten.
uçurum çiçeği.
sözüm söz. senden başkası bana kız kardeş olmadı. olmayacak. hala en yakın arkadaşım sensin. haberin yok.
çok değişti her şey. çok başkalaştık. çok ayrı hayatlarda can bulduk. şimdi her şeyden habersiz geçip gidiyor günler. sen hala benim canım olan kısımdasın. sana verdiğim sözden dönmedim. sana dönemedim. sen dönemedin.
küçük bir çocuğun eline şeker vermişler ve o bunu yatmadan önce günlüğüne yazmış. benim için o günlükteki isim sendin işte. her satırını mutlulukla yazdığım. yüzümde bu cümleleri yazarken bile bir tebessüm oluşturansın. seni özlediğimi kendime söylerken gözlerim ansızın doluyor ve yaşlar ardı kesilmeksizin akıyor. geri dönmen faydasız olacakken benim seni dilemekten her gece bir yıldızım gökyüzünden dileğimi yerine getiremezcesine kayıp gidiyor. seni anlatmak çok zor. seni sevmekten vazgeçmek çok zor. ben küçük bir çocuğum. sen ise o çocuğun çamur oynarken oyuncaklarını paylaştığı arkadaşı. saklambaç oynarken çanak çömlek patladı dedikleri ikizi. bir adım sonrasını tamamlayan yol arkadaşı. sessizce ağlarken yanında olan dert arkadaşı. son kalan ekmeğini paylaştığı canısın. çok yoruyor. herkese güçlü cümleler kurarken bir insana güçsüz kalmak. ben hala buradayım. sen. sen bambaşka diyarlardasın.
çok yoruldum.
dünyanın yetimi.
anlatmak bir şeyi değiştirmez. dön evine. sus ömrün boyunca. sık dişini. elbet çıkarsın o evden. elbet sürekli çekili gördüğün o perdeleri bir daha görmezsin. en önce o perdelerden başlarsın o ev bildiğin yeri tutuşturmaya. biraz susmanın zamanı. sonrasında hafiften akıttığın yaşlarla solundaki ateşi gerçeğe çevirip yakarsın her yetim kaldığın duygunu. evin içinde bırakırsın kendi bedenini. dışarıya gülümserken beraberce tutuşursun. üşümeden yaşarsın. bir süre sonra üşümezsin. sonsuzluğa doğru.
bazı hisler bir tabut kaldırtıyor içimde. bu gece o tabutun başında oturuyorum. kendi enkazıma bakarken. o yıkımın elinden tutmuşken. kim derdi yaşanacakları ve tabutun yanına kıvrılmak isteyeceğimi. aslında o tabut yine benim enkazımı taşıyor. bazen enkazına ışık tutan bir ceset görüyorum aynada. sonra o cesedin yarattığı yıkımları. unutmamak adına tekrar ediyorum. bir tabut. bir yıkım. bugün yazar adıma yeni bir yıkım.
milat.
Both you and this user will be prevented from:
Note:
You will still be able to view each other's stories.
Select Reason:
Duration: 2 days
Reason: