val — ldr's girl.

i'll be watching you

muah<3

kaw, kawaii'den gelmiyor. tam hatırlamıyorum hangi dil, bir dildeki "kahraman" kelimesinden kısaltım

“hem senin yüzüne kan da yakışmaz, ödül alacaksın hemen sonrasında. bırakalım kan benim yüzüme yakışmaya devam etsin.”

dünyanın sonuna doğmuşum 

jesuisfoudetoi: Bir gün birine aşık oldum. Ya da şöyle diyeyim, bir gün birinin önünde ellerimi göğsüme daldırdım. Hayati organ dediğimiz zımbırtıyı söküp uzattım önüne. Ben açık sözlü biriyim normalde. Lakin onun karşısına geçtiğimde dilimin ucundaki sözcükleri yutuveriyorum adeta. Bütün kelimeler bir bir anlamını yitiriyor ve yalnızca onun varlığına odaklanıyor her biri.
          
          Bir gün birine aşık. Birbirine aşık. Biri birine aşık. Ya da şöyle diyeyim. Bilmiyorum. O. O var ve... Ve nefes alıyor. Ve o kadar güzel. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Gözleri çikolata kahvesi. Sütlü çikolata. Saçları ise bitter. Ya da toprak. Koyu bir toprak. Bereketli. Sanki biraz ıslansa minik minik çiçekler yeşerecekmiş gibi. Öyle. O kadar güzel işte.
          
          Bu öyle bir şey ki, o öyle biri ki; beni görmüyor. Lakin öyle ki, ona kızamıyorum. Ona üzülemiyorum. Sadece varlığı öyle bir şey ki... Ben ondan önce kimdim bilmiyorum. O yokken ne düşünüyordum bilmiyorum. Onsuz ne yaparım bilmiyorum. Ben de böylesine acınasıyım. Aşkım küçülüp cebime saklanıyor sanki. Onu görünce. O öyle bakınca.
          
          Bir gün.
          
          Biri.
          
          Aşk.
          
          Üç kelime. Üç de harf zaten.
          
          Fazlasına ziyan yok.

"yaşamı boyunca pek çok şeyi sonuna dek götürdü­ğü doğruydu, ama hep önemsiz şeylerdi bunlar, bir özürle sona erebilecek bir küslüğü uzatmak, bir ilişkinin sonu olmadığını düşündüğünde adamı sevdiği halde telefon etmemek gibi. kolay konularda ödün vermemekte üstüne yoktu; sanki ne kadar güçlü ve aldırışsız olduğunu kendi kendine böyle kanıtlayacaktı. oysa aslında kırılgan bir insandı, hiçbir zaman üstün bir öğrenci olmamış, okulda spor dallarında da pek bir başarı gösterememiş, evinde de huzurlu bir yaşam sağlayamamıştı."

"seni ne kadar kıskandığımı bilemezsin, beni ölesiye sevmeli ve benimle gelmelisin; ya da benden nefret etmeli ama yine de benimle gelmelisin. benim bu hissiz dünyamda iki sözcük arasında zerre kadar fark yoktur."

"gel gelelim, ne kadar uğraşırsam uğraşayım, asıl suçlunun hep ben olduğum çıkıyordu ortaya; ayrıca, olayın en utanılacak yanı da, [nasıl demeli, doğa yasası gereği] suçsuzken her zaman benim suçlu olmamdı."

Türküm, doğruyum, çalışkanım,
          
          İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
          
          Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
          
          Ey Büyük Atatürk!
          
          Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
          
          Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
          
          Ne mutlu Türküm diyene!