Çok nefret ediyorum senden, o kadar nefret ediyorum ki intikam bile almadım, onu bile hak etmedin çünkü. Değil tek bir sözüm, tek bir düşüncem bile olamazsın bundan sonra. Hiç kimseyi Allah’a emanet etmem, ama intikamı kendim alacak kadar da düşmemem senin kadar. Kendi cehenneminde kendin boğulacaksın, bunu bilmek yeter bana. Senin gözlerin bile ateşten yaratılmıştı oysa, ben seni söndürmemeye çalıştım, ama sen cehennemin ben de cennetin eseriydim. Ateşle su bir araya gelmemeliydi. Ben seni kendimden korudum oysa, ama şimdi fark ediyorum ki o küllerde boğuluyorsun. Benim söndürmeye kıyamadığım o ateşin, şimdi hiç yok, sen bir hiç olmuşsun. Ve biliyor musun? Bunu görmek bile yetmez içimde dalgalanan okyanusa. Ancak ben, dalgalarımda seni boğmaya bile değerli göremedim. Benim okyanusum, artık dalgalanıyor, öylece bıraktım ben onu. Çünkü artık özgürlüğü hak ediyor. Her şeyi saracak dalgalar, her yeri sular altında bırakacak ancak üzerine gelmeyecek. Sana kıyamadığı için değil, sen hak etmediğin için. Al sana, özgürlük. Ben sana bunu verdim.