Hüzünlüyüm... Gülemiyorum... Elimde olmadan somurtuyorum...
"NEDEN BU KADAR MORALSİZSİN BİŞEY Mİ OLDU?" diyolar..
Anlatamıyorum ki derdimi, içim kan ağlıyor, belki Halep kadar değil ama Halep'in acısına ağlıyor yüreğim...
Ordaki müslüman kardeşlerim an ve an ölürken, sadece ölüm de değil işkence edilirken, kimse kusura bakmasın gülemiyorum.
Aynı bacımın yerinde ben, aynı abimin yerinde babam aynı çocukların yerinde kardeşlerim olabilirdi... Ama değil...
Sizin anneniz kardeşiniz ablanız abiniz babanız, bu insanların yerinde olsaydı böyle olmazdı değilmi? Ortalığı yıkar, ağıtlar yakar, bunu yapanlara beddualar eder ve çaresiz olduğunuz için diğer insanlardan yalvarırcasına yardım isterdiniz... Peki şimdi neden bu kardeşlerimiz için aynısını yapmıyoruz? Neden mi?
Durun nedenini ben söyleyeyim...
Çünkü orda vahşice öldürülenler sizin ne çocuğunuz, ne ablanız, ne abiniz, ne anneniz, ne nede babanız... Hiç bişeyiniz değiller...
Çaresiz kalmak... 6 km kare'de binlerce insan. Sadece 6 km kare, kos koca HALEP'TEN geriye kalan sadece "6 km kare"cik...
Ne uğruna... Bi hiç uğruna... Herşey bi kıyamete bakıyor...
Ama orda o kardeşlerim bu şekilde canlarından olurken ben burda oturup "Allahım düşmanları kahru perişan eyle" demeye utanıyorum. Dua ederken neden ellerimizi semaya kaldırarak dua ediyoruz, elleri semaya kaldırmanın anlamı "Allahım ben elimden geleni yaptım gerisi senin taktirin" işte bu yüzden ellerimi semaya kaldırmaya utanıyorum... Çünkü elimden gelen hiçbişeyi yapmadığım için, çünkü orda o kardeşlerime kendi öz irademle yardım edemediğim için...
VİCDANIM RAHAT DEĞİL! VE GERÇEK MANADA CİHAT EDENE KADAR'DA RAHAT OLMAYACAK...
Bir kızın bütün müslümanlara yazdığı bir mektub...