Ev diye baktığım ve mutluluğu tattığım o yer, artık benim için birer enkazdan farksızdı. Söylesene, hangi yara bandı bu yaramı saklayabilirdi? Hangi yara iz bırakmadan öylece vücudumdan hiç gelmemiş gibi gidebilirdi. Gelmen için kaç durak daha bekleyebilirdim.
Gözlerimden yaşlar akarken hangi yaramı inkar edecektim. Acımıyor dediğim yara kanarken ne diyebilirdim ki? Hangi kelimeler beni savunacak, hangi kelimeler yarama isyan edecek? Yaram kabuk tutmuyor çünkü nefes almasına izin vermiyorum. Yaramı yalanlamadığım sürece beni delip geçecek, boğazımda düğümlenen hıçkırık misali içimden geçecek.
Vücudumda geçmişin acıları varken, yaramı anlatırken benden üzülmemi bekleyemezsin. O artık yara değil iz. İzler ruhumu yakardı, canımı değil.