Bak, yağmura doymamış toprağa gönül verdi gökyüzü...
Yanan gözlerindeki alev dinsin diye gözyaşlarını hediye etti...
Kana kana içti, suya doydu toprak...
Sonra yeşil yapraklar filizlendi yeryüzünde, rengarenk çiçekler bitti...
Öyle mutlu oldu ki toprak, iyice kök saldı üzerinde yaşayan çiçekler...
Dayanamadı mavi bulutlu beyaz gökyüzü; ağladı, ağladı...
Kıskandı sevdiceğini çiçeklerden, gözlerinde yaş kalmadı...
Öyle çok ağladı ki, toprak kaldıramadı bu kadar suyu...
Dur durak bilmeden akıttı gözlerindeki zehri, savurdu...
Bütün çiçekler öldü gitti sonra, toprak yine yalnız kaldı...
Gökyüzü sevgilerini gönderdi toprağa, toprak da itiraf etti aşkını doğaya...
Öyle mutlu oldu ki gökyüzü, ağlamaz oldu hiç...
Kurudu toprak böylece, suya hasret oldu...
Ağlamak istedi gökyüzü, olmadı, mutluydu...
Ama toprağı yok oluyordu...
Eğer aşkı için bir şeyler yapmazsa, yaşamanın bir anlamı kalmazdı...
Çok zorladı, ağlayamadı...
Dayanamadı beyaz gökyüzü, ince parmaklarını gözlerine daldırdı...
Sicim gibi kanlar yeryüzünü kapladı...
Bütün dünya kırmızıya boyandı...
Gökyüzü toprağını bir daha görememek uğruna, onu kanlarıyla suladı...
Yeniden çiçekler filizlendi yeryüzünde.. Hepsi farklıydı aslında, ama hepsinin ortak bir yanı vardı:
Sanki hepsi gökyüzünü anımsatırcasına kırmızıya boyanmıştı....
- JoinedFebruary 10, 2014
Sign up to join the largest storytelling community
or
kirazcicegi01
Jun 09, 2015 03:48PM
Bırak yerin altındakiler tepinip dursun...View all Conversations