Merhaba, Yıldız Parıltıları.
Bu satırları yazarken belki de ilk defa yüzümde buruk bir tebessüm, bir arada hissettiğim iki yoğun duygu var; acı ve hüzün.
Sizinle bir yola çıktık, kimisi yarı yolda bıraktı, kimisi sonuna kadar tam destek verdi, kimisi yüzümüze gülümseyip sırtımızdan vurdu, kimisi ise hiçbir zaman umursamadı.
Ama ne olursa olsun, ben bu yolda devam etseydim başarabileceğimi gördüm. Bunu bana siz gösterdiniz.
Her veda aynı değildir ama... Bazı vedalar acı barındırır, Yıldız Tozları. Benim vedam, benim canımı çok yakıyor ve hiç kolay bir veda değil.
Kitabımı okuyan ve bu yolda bana eşlik eden sizlere, en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Yazmak benim için her zaman büyük bir tutku oldu. Üzgün olduğum zamanlarda, sadece benim hissettiğim ruhsal acıyı kelimelere dökmek, bana her zaman iyi hissettirdi.
Her veda aynı değildir ama... Bazı vedalar zorunluluktan gelir ve zorunluluk gerektirir, Yıldız Tozları. Benim vedam istek dışı, tamamen zorunluluktan kaynaklı.
Kitabımızı yayından kaldırmak zorundayım. Maalesef ki bitirmek için bir fırsatım olmadı, sizlerle final bölümüne kadar gelebilmeyi çok isterdim. Nasip değilmiş ama olsun, vardır bunda da bir hayır.
Hikâyemiz yarım kalmış gibi hissetmeyin ve unutmayın, karakterlerimiz kendi evrenlerinde mutlu bir hayat sürüyorlardır belki. (;
Bunlar sizlere son satırlarım. Belki şimdilik, belki sonsuza kadar.
Umudunuzu asla kaybetmeyin çünkü hayatın ne getireceği belli olmaz. Kim bilir, belki başka bir zamanda, aynı ya da farklı satırlarda tekrar karşılaşırız...
Asla vazgeçmeyin çünkü ben vazgeçmedim, belli bir süreliğine vazgeçmek zorunda kaldım.
Veda etmek gerçekten zormuş. Tıpkı emeğimi de hebâ etmek zorunda kalmanın, ne kadar zor olduğu gibi.
Ne yazarsam yazayım, yetmeyecek biliyorum. Son kez bir özlü söz bırakıyorum siz değerli okurlara;
"Kanatları varmış kalbin; sevince uçar, sevilmeyince göçermiş."
-Cahit Zarifoğlu-
Kitaplarda buluşmak dilekleriyle.
Hepiniz Allah'a emanetsiniz!