İçimde titreyen alabora duygularıma zincir vuracaktım. Bu kalbime bir daha sevda denen akça yüzlülüğüyle ev sahipliği yapmayacağım.
Adını yazıyorum kader paçası kağıda, 'uyu, uyu sen kokan acıdan yoğrulmuş sevda yaşı..'
Dinle bütün acıdan yoğrulmuş kalbimin sesini.
Bak kışa dönük rüzgar isimlerimizi söylüyor. 'Bir Rüya'nın, kahramanıydı diyor..' oysaki hiç kahraman olamamıştı bu sevdanın içinde..
Boğulup kalmıştı ayazın dibinde.
Bir gün bir ışık beni de alsın koysun sevdiğimin yanına..
Ama, intikamımı almadan sığmazsın o kabir bana..
Bu sonsuzlukta beslenmemeli ruhumun acı feryadı.
Nasip olursa bir gün güzel ölmek, umarım cennette buluşuruz sevdağıma ev sahipliği yaptığım güzel kadın..
Ben yaşarken karanlıklar parıldasın geceyi aydınlatına kadar...
Varsın sen rahat uyu, ben razıyım geceleri uykusuzluğa..
Yaralı bir adamın kırık cümleleriydi.
Kimi dost olarak yaklaşıp kuyunu kazıyacak, kimi düşmanı belleyip hiç ummadığı bir zamanda el uzatacak..
(Gönlü kırık bir adamın acı feryadıydı sadece. Vebu bu kadarla kalmayacak.)
Göçebe kurguma bir göz atarsanız pişman olmayacaksınız.
Hikayenin içeriklerini okuduğunuzda birazcık kendinizden birer parça oluşunun dillendirilmiş halini görüyor olacaksınız.
https://my.w.tt/6whthwjUx2