kocaabirsacmaliik

Hayat çok garip. Bir kitaba konmuş gibi ama herkes farklı satırların altını çiziyor. Kimisi cahillere laf anlatılmayacağının , kimisi acının , kimisi aşkın , kimisi de insanlığın... içimizde anlatamadığımız neresi varsa neresi kanayan yaramız ise işte kitapta tam olarak oranın altı çizilidir . Çünkü herkesin içinde bağıran birisi vardır ve o gerçekten yanmadıysa canı, gerçekten boş kelimelere denk gelmediyse vurmaz sesini dışarı . İçerden sessizce çizer o kelimelerin altını. Ve unutmaz...

kocaabirsacmaliik

Hayat çok garip. Bir kitaba konmuş gibi ama herkes farklı satırların altını çiziyor. Kimisi cahillere laf anlatılmayacağının , kimisi acının , kimisi aşkın , kimisi de insanlığın... içimizde anlatamadığımız neresi varsa neresi kanayan yaramız ise işte kitapta tam olarak oranın altı çizilidir . Çünkü herkesin içinde bağıran birisi vardır ve o gerçekten yanmadıysa canı, gerçekten boş kelimelere denk gelmediyse vurmaz sesini dışarı . İçerden sessizce çizer o kelimelerin altını. Ve unutmaz...

kocaabirsacmaliik

Yarım kalmışlıklar. Yarım kalmış hikayeler, yarım kalmış hayaller, yarım kalmış cümleler ... düğümlenen sadece sözcükler değilmiş boğaza , içimizde bıraktığımız eksik şeylerde bir düğüm gibi orada kalıyormuş . Unutamıyorsunda , hatırlayamıyorsunda . Her ikisi de ayrı ayrı yakıyormuş içini , sen sadece bir trenin ardından bakar gibi bakıyormuşsun . Peşinden gidecek halin kalmamış zaten ... duruyorsun öylece .

kocaabirsacmaliik

İçim kendimle dolu bir mezarlıktı . Her ölen ben , bir öncekinden daha iyi biriydi . Düşünceli , herkese karşı nazik ama hepsi anladılar ki insanlar bunları aptallık olarak görüyormuş . Değiştiler tabi , biriktiler içimde . Özlemiyor değilim o iyilik dolu insanı ama insanlar insan olamayınca onlarda kalamadı iyi . En son iyilere karşı iyi kalmaya karar verdik...

kocaabirsacmaliik

Birini "çok" sevmemem gerektiğini anlıyorum bu aralar. Etrafımda kim "çok" sevse, hepsi "çok" mutsuz. Hayır düşündüğün gibi değil, kaybetmedim hislerimi. Hissizleşmedim, akıllandım sadece.. Zaten öyle bir insan oldum ki, üzülme tehditini gördüğüm anda kaçıyorum tehdit gördüğüm insanın hayatından, başka birinin hayatına giresim geliyor hemen. Duvarlarım var önümde. Bu da ne kadar doğru bilmiyorum ama.. Bi de bu aralar düşününce, hayatıma girip beni üzen, ağlatan, ne biliyim işte uykusuz geceler yaşatan, bana acıklı şarkılar dinleten, "içimde bi sıkıntı var" gibi cümlelerimin baş kahramanı olan her insanın yanına gidip teşekkür edesim geliyor. Niye biliyor musun? Üzülmeden akıllanamıyoruz biz. "Çok" kırılmadan, kalkmıyor gözümüzün önündeki o perde. Sende hala üzülüyorsan, bir şeyleri göremiyorsun demektir. Hala gözünde perdeler var demektir.. Bence tabii. Mesela şu an, bunu okuyan SEN, gelip bana hayatında yaşadığın en büyük derdi anlatsan; "ne güzel akıllanıyorsun işte, görmüyor musun öğrenmen gerekeni?" derim. Böyle bakıyorum ben hayata, insan suçlamayı sevmiyorum artık. Senelerce suçladım. Elde var koca bir 0! Sende suçlama.. Bırak hayatın öğrettikleri sana ders olsun.. Bırak kötü insanlar da girsin hayatına, bencil insanlar da, kalpsiz insanlar da.. Öyle güzel şeyler öğretecekler ki sana, yarın teşekkür edeceksin onlara..

kocaabirsacmaliik

“Herkesin uyuduğu bir evde uyanık olmak, uyuyamayan için sorundur. Hareket alanı kısıtlanır, ses çıkarmamak için hassasiyet göstermek gerekir. Kimsenin hiçbir şey düşünmediği yerde ise düşünüyor olmak aynı etkiyi yaratıyor.”