Güzel bir gecenin ortasında,
Sakince akan bir nehrin hemen yanında,
Yıldızlarla dolu bir gökyüzünün,
Ay ışığının altındayım.
Hoş bir yansıma var yeryüzüne değen ışığında.
Hoş bir yüz, ince bir bel,
Hoş bir tını var.
Sanki dile geldi Ay,
Sanki bir şeyler anlatıyor bu gece bana.
Eşsizliği ilke edinmiş bir kadın,
Yansımalarının hemen ardında.
Kelimelerle oynar bu kadın,
Seni alır götürür uzaklara.
Sonra çeker getirir yanına; tıpkı sihir gibi.
Duygularını alır götürür istediği her yere.
Ne yazmışsa o olursun;
Sokakları bekleyen bir kara kedi,
Yolları ezbere bilen sarı bir bisiklet olursun.
Kapılır gidersin kış gününde rüzgar gibi.
Erir bitersin yaz gününde gölgesiz bir ova gibi.
Güzel bir kadın var Ay ışığının hemen ardında,
Canı hangi renge isterse o renge boyar gökyüzünü.
Maviyi çok sevdiğinden dokunmaz pek,
Ondan iyi bilen yoktur renklerin özünü.
Bazen serper üstüne kalp kırıklıklarının külünü,
O zaman hatırlarsın eskiden söylediği her bir sözünü.
Ay ışığının altında çok güzeldir bu kadın, eminim.
Geceyi aşık eder kendine, gündüzler olur ona deli divane.
Şarkılara anlam katar, kelimelere nefes;
Ancak gece kulağını kabarttığında duyabileceğin bir ses.
Bilekleri incedir, çok narin tutar kalemi,
Saçları kabarıktır, göremezsin aralarından süzen ışığı.
Ağladığında bulutlar döner yağmura,
Beni sevdiğini söylediğinde daha yavaş döner sanki dünya.
Sıkışıp kalmak isterim o anlara,
Ve bu kadın istese yerimden kıpırdatmaz beni.
Keşke derim o anda;
Keşke dünya kollarındayken dursa.