16 yaşının baharında, gencecik, sayısalcı olduğu halde edebiyata düşkün olan bir yazardır kendisi. Hangi akılla sayısalı seçtiğimi inanın bende bilmiyorum. Ama olan oldu bir kere...
Kendimi tanıtırken bahsetmem gereken en önemli şey dibine kadar Balık burcu olduğumdur her halde. Bir insan en fazla ne kadar Balık burcu olabilir sorusuna yanıt olarak dünyaya gelmişim. Neşeli görüntümün altında çok duygusal bir yapım var. Her an, her şeye ağlayabilirim. 
Mavi'ye aşığımdır. Mavi  demişken birde kahveye aşığımdır. İnsanlara aşık olamıyorum bu yüzden renklerle, kitaplarla, müziklerle idare ediyorum. 
Yine de umutluyum, bir gün olacak. Ne demiş Jojo Moyes ablamız "Aşk vardır, ona inanmaktan vazgeçme!"
Sağlık lisesi ikinci sınıf öğrencisiyim. Biraz özgüven eksikliğim var. Biraz da çene düşüklüğüm var, hiç susmadan uzun süre konuşabilirim. He bide susmam istendiğinde de bir daha konuşmama gibi bir huyum var.
Boş zamanlarımda kitap okumam çünkü bir yerde okumuştum, 'Kitap boş zamanda okunmaz, kitap okumak için zaman ayrılır' diye. O yüzden vakit buldukça kitap okurum.  
Bu yüzden boş zamanlarımda elimden geldiğince uzay belgeselleri izlemeye çalışırım. Özellik Neptün'e olan bir ilgim. Çok hoşlanıyorum ondan, ciddi düşünüyorum. 
Şimdi böyle kitap okuyor, belgesel izliyor ne entel bir kız diye düşünmeyin. Fazlasıyla düz bir insanımdır. İlkokulda sınıfta var mıydım yok muydum belli değildi. Neyse ki lisede biraz kendimi toplayıp, konuşmaya, insanlarla iletişim kurmaya başladım. Bunun da dozu fazla oldu gerçi, dediğim gibi hiç susmamaya başladım. 

"Büyük balık küçük balığı yerse, küçük balık hiçbir zaman büyük balık olamaz''