Bir zamanlar deli gibi İstanbulu istiyordum. Ben İstanbul'u alamadım ama bir İstanbullu beni benden aldı, değiştirdi, yaktı, öğretti, büyüttü ve en sonunda gitti. Kendi istedi gitmeyi. Bana o kadar kaba konuşmasa ben hâlâ sevgime sadık kalırdım. Anlamıştım olmazdı bizden vazgeçmişti ben de unuttum.(Umarım yine kışa girerken ciğerlerimi ağrıtmaz.) Ve nefret ettim İstanbul'dan. Hâlâ aklımda gitmek istiyorum ama okumak için değil. Ziyaret etmek için. Görmek istediğim o kadar yer var ki. Bu arada kafama göre nokta virgül koyuyorum harbiden sınav bitince Türkçeyi de unuttum konuşmayı da. Beynimi kullanmıyorum artık. Her neyse, son dalımı da yakıp uyuyabilmeyi dileyeceğim gökteki aydan. Bilmiyorum belki de bi Tanrıdan. İnanç biraz ihtiyaç meselesi. İhtiyacım varken yardım etmedi güzel Tanrım, belki de etti, bilmiyorum. Bu etmiş hâli olabilir. Acımı dindirmesi için yalvardım her vakit, ibadet ettim, iyi bir insan oldum. Alev alevdi her yerim Lisa. Ne onu o zamanlar unutabildim, ne midem düzeldi, ne de bağımlılıklarım. Şu an midem iyi, bağımlı olduğum tek şey sigara ve onu düşünmüyorum ona karşı bir şey hissetmiyorum. Acaba bana mesaj atsa ne hissederim. İlk aşkımdı sonuçta biraz heyecanlanırım ama geçer galiba hemen. Bilmiyorum. Neden düşündüm ki. Oooff of kadın ikimiz de saf sevmiştik sanırım. Ben bir daha bu kadae saf duygular beslemedim ama belki ileride beslerim. Umarım sen beslemişsindir her ne kadar bir zamanlar canımı yaksan da sen de yaralıydın, ne yapacağımızı bilemeyen gençlerdik. Saf bir kalbin olduğuna inanıyorum umarım onu korursun. Ve umarım bana söylediğin yalanlardan yaşattığın küçük çaplı kabustan pişman olmuşsundur. İstanbul'a âşık Amara.