Öncelikle hepinize merhabalar. Biliyorum aktifliğim çöp, biliyorum bu sebeple bu yazıyı kimse okumayabilir. Olsun, ben yine de yazacağım. Daha önce hiç bu kadar uzun uzadıya bir şey yazacağımı düşünmemiştim buraya, ama bakın yazıyorum işte. Neyse, bugün 2 Mart 2024. Yani benim doğum günüm. 2006 doğumlu biri olarak 18 yaşıma girişimi, reşit oluşumu kutluyorum. Evet evet, 18 oldum. Şu ana kadar hayatımda bir nebze de olsa bulunmuş herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Hepinizden çok şey öğrendim. Öyle ki, örnek vermeye kalksam bu yazı sayfalarca sürebilirdi. Birçoğunuz hayatıma renk kattınız, hepinizi çok seviyorum.
Şimdi gelelim manevi evime, yani Hogwarts'a. Oradan da teşekkür edeceklerim var, evet kurgusal terlere de teşekkür edeceğim. İnek olmayı havalı hale getirdiği için Hermione Granger'a, fedakarlığı çok iyi öğretmiş bir kahraman olduğu için Harry Potter'a, çok yiyen ya da dersleri sevmeyen biri olmanın da havalı olduğunu gösteren Ron Weasley'e ( onun da doğum günü 3 Mart'mış yani yarın ), şaka yapmanın ne kadar zevkli olabileceğini gösteren Fred ve George Weasley'e, özgüvenin önemini öğreten Ginny Weasley'e, aşkın sınırının olmadığını gösteren Severus Snape'e, çatlak olmanın ne kadar harika olduğunu gösteren Luna Lovegood'a, zorbaların da çaresiz olabileceğini gösteren Draco Malfoy'a, pısırıkların gün gelip kahraman olabileceğini öğreten Neville Longbottom'a, büyük cüssenin sevgiye engel olmadığını gösteren Rubeus Hagrid'e, bir aile olmak için kan bağına gerek olmadığını gösteren Remus Lupin ve Sirius Black'e, bir kadının ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteren Bellatrix Lestrange'e, en küçük canlıların bile kahraman olarak ölebileceğini gösteren özgür elf Dobby'ye ve daha binlercesine teşekkür ederim.