Bazen yazmak istiyorum, elim klavyeye gidiyor ama kalbim başka yerlerde dolanıyor. Sadece ‘bölüm atmış olmak’ için yazmak istemem. Her kelimede bir his, bir ruh olsun istiyorum. Evet, bazen geç kalıyorum, farkındayım… ama bilin ki o beklediğiniz bölüm, içime sinmeden gelmiyor. Sizi hissetmeden, yüreğimden geçirmeden yazamıyorum. Bu benim için sadece bir hikâye değil… bir kaçış, bir nefes, bazen de kendimle yüzleşme şeklim.
Hani derler ya, ‘dolu bardak taşmaz’ diye… işte ben taşıyorum, ama kelimeler bazen olmuyor. Eğer bir bölüm gecikiyorsa, bilin ki o an kendimi eksik hissediyorum. Çünkü size eksik bir şey vermek istemem. Bu sadece kurgu değil… bu satırların her birinde ben varım. Yorgun halimle, kırık kalbimle, düzensiz hayatımla.
Ve evet… tıpkı sizler gibi benim de bir özel hayatım, yaşadığım sıkıntılar var. Elbette bölüm istemek hakkınız, ama gelip ‘Ayda bir bölüm atıyorsun, sonra da vote bekliyorsun’ gibi sözler, inanın kırıyor. Ben oylama değil, anlayış bekliyorum.
Sabırla bekleyen, her şeye rağmen destek olan herkese kalpten teşekkür ederim.