Sözlerini teslim etmeye geldimm :)))
Her gün aynı yerde, kulaklıkların takılı bir şekilde oturuyorsun.
Bunca zaman seni izlemiş olmama rağmen, gelip konuşmaya cesaret edemiyorum.
Dışardan o kadar yorgun görünüyorsun ki, neredeyse yanına oturup kafanı omzuma yaslamana izin vereceğim.
Belki bir gün gerçekten bunu yaparım.
Hangi şarkıları dinlediğini merak etmeden duramıyorum,
Şarkına ortak olup birlikte dinleyip aynı şeyleri hissetmek istiyorum.
Ama sanırım şu anlık kenardan seni izlemeye devam edeceğim.
Oturduğun bankta kaç saat geçirdin bilmiyorum,
Saçlarını sakladığın kapşonuna yavaşça günışığı vurarken gözlerini açtığında beni görmenden korkuyorum.
Kafanı kaldırmadan oturduğun yerden kalkıp benim olduğum tarafa yürümeye başlıyorsun.
Gitmeni istemiyorum.
Nerden geldiğini bilmediğim bir deli cesareti filizleniyor içimde,
Hızla önüne geçip yolunu kesiyorum.
Afallıyorsun, elin kulaklığına gidiyor ve çıkarıp gözlerini benim gözlerimle buluşturuyorsun.
Yanıma gelmek için biraz geç kalmadın mı?
Yorgun ve sakin sesinle bana soru sorduğunda ne cevap vereceğimi bilemiyorum.
Özür dilemek geliyor içimden,
Yapamıyorum.
Nedenini bilmediğim bir şekilde gözlerim doluyor,
Seni izlemek için çırpınan gözlerimi yaşlı görme diye kafamı çevirmek zorunda hissediyorum.
Sonra bir adım atıp mesafeyi azaltıyorsun,
Çıkardığın kulaklığın benim kulağımda yer edinmesine izin veriyorsun.
Kalbimi ısıtacak türden tatlı bir melodi çalıyor.
Tekrar sana bakmak için cesaret ediyorum, ama buna engel olup bana sarılıyorsun.
İşte o zaman kalbim ısınmakla yetinmeyip, kışı yok edececek kadar alev alıyor.
-poena is for you.