kittenminseok

bakıp imreniyorum akınına
          şehrin üstünden geçen bulutların.
          belki gidiyorlardır yakınına
          rüyamızı kuşatan hudutların.
          
          evler, ağaçlar, sular, ben ve bu an
          sanki bulutlarla bir, akıyoruz;
          onların hevesine uyaraktan
          cenup ufuklarına bakıyoruz.
          
          biz de hafif olsaydık bir rüzgârdan,
          yer alsaydık şu bulut kervanında,
          güzel'e ve yeni'ye doğru koşan
          bu sonrasız gidişin bir yanında;
          
          dağlara, denizlere, ovalara
          uzansaydık yağarak iplik iplik,
          tohumları susamış tarlalara
          bahar, gölge ve yağmur götürseydik.
          
          bakıp imreniyorum akınına
          şehrin üstünden uçan bulutların.
          gidiyor, gidiyorlar yakınına
          rüyamızı kuşatan hudutların.

kittenminseok

ötme bülbül ötme şen değil bağım
          dost senin derdinden ben yana yana
          tükendi fitilim eridi yağım
          dost senin derdinden ben yana yana
          
          deryadan bölünmüş sellere döndüm
          ateşi kararmış küllere döndüm
          vakitsiz açılmış güllere döndüm
          dost senin derdinden ben yana yana
          
          haberin duyarsın peyikler ile
          yaramı sarsınlar şehidler ile
          kırk yıl dağda gezdim geyikler ile
          dost senin derdinden ben yana yana
          
          abdal pir sultan'ım, doldum eksildim
          yemeden içmeden sudan kesildim
          zülfün kemendine kondum asıldım
          dost senin derdinden ben yana yana

kittenminseok

bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince
          nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
          bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince.
          aynalar yüzümü tanımaz olur.
          
          bu yağmur kanımı boğan bir iplik
          tenimde acısız yatan bir bıçak
          bu yağmur yerde taş ve bende kemik
          dayandıkça çisil çisil yağacak.
          
          bu yağmur delilik vehminden üstün; 
          karanlık kovulmaz düşüncelerden.
          cinlerin beynimde yaptığı düğün
          sulardan, seslerden ve gecelerden.

kittenminseok

seni hâlâ kocaman seviyorum
Reply

kittenminseok

belki de sesli okuduğun ilk şiirdi ama sana ileride nicelerini okutacak insanlarla tanışacaksın, canım benim
Reply

kittenminseok

I
          
          şayet aşkın tohumu
          düşmüşse gönlüne
          suyunu esirgeme,
          âşkın hakkını yeme
          pişman olursun ömrünce.
          
          sana gölge verecek dallar
          fışkırır ancak gençlikten,
          büyüt bu fidanı ey genç
          hazır yeşermişken!
          
          ne demek istediğimi
          ömrünün ortalarında
          ansızın anlarsın
          alkol kana yayılınca
          
          II
          
          bu arada belli olur
          âşkın ve cinsin tadı.
          bir bir yaşanır halde
          şairlerin yazdıkları.
          
          belli olur bir şiirin mânâsı
          sanki bizim için söylenmiştir.
          yüzyılların gerisinde
          hülyalarımız yeşerir.
          
          âşkın şiddetine katlanmak zor gençlikte
          kurbanlar verilir bazı bazı.
          onunla, bir onunla tahammül
          ideal, rüyaların kızı.
          
          azalınca ihtiyarlık çağlarında
          âşkın ateşi,
          bir sevdâ hatırasıyla ısınmak
          her ihtimale karşı.
          
          III
          
          bilmem dikkat ettin mi
          ebem kuşakları altında
          uzakların güzelliği
          yaz yağmurundan sonra.
          
          şayet âşkın rahmeti
          gün olur kesilirse
          altın kemerler gibi
          hatıralar önümüzde.
          
          hadi ver ellerini
          ufkumdan esen samyellerine
          sabahların serini
          karışsın ellerinle.

lomltubatu

ben de seni çokça seviyorum minik çiçeğim.
Reply

kittenminseok

bir ayın daha sonundayız ve ben seni hâlâ çokça seviyorum.
Reply

kittenminseok

Güzel olan
          Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
          Erimek yarını olmayan zamanlarda
          Durdurmak bir yerde bütün saatleri
          Bütün kuralları kırıp parçalamak
          Sonra varmak o yerlere
          Mevsimlere dur demek
          Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
          Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
          Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
          Delicesine içmek
          Ve unutabilmek her şeyi ansızın
          Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
          Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
          Güzel olan
          Sevmek seni tanrılar gibi
          Seninle tanrılaşmak.
          
          Bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin
          Ne bu şehir kalacak
          Ne bu duygusuz sürü
          Bu korkunç kalabalık
          Her vapur seni getirecek bana
          Bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim
          Kapılar sana açılacak
          Senin için söylenecek şarkılar
          Şiirler senin için yazılacak
          Her evde bir resmin
          Her meydanda bir heykelin olacak
          Ve sen kimi gün bir rüzgar gibi
          Kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi
          Kopup ötelerden, ötelerden
          Yalnız bana geleceksin
          Bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin.
          
          Ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm
          Sende buldum erişilmez hazları
          Yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan
          Duyguların en ölmezini sende duydum
          Susuzluğum dudaklarında dindi
          Yalnızlığım ellerinde
          Çoğu gün unuttum açlığımı
          Sende doydum.
          
          İlk defa seninle bütünlendim, anlıyor musun
          Anladım yaşadığımı her nefes alışta
          Seninle geçtim bütün zamanlardan
          Seninle var oldum
          Eridim seninle bir sonsuz çalkanışta.

kittenminseok

teşekkür ederim canımın içi
Reply

kittenminseok

yanındayken evdeymiş gibi hissediyorum, ama daha huzurlu olan bir evde
Reply

kittenminseok

Boynunda bir yer vardır, ben bilirim
            Ne zaman oradan öpsem,
            Değişir gözlerinin rengi
            Yanar dudakların, terler avuçların
            Dökülür kapkara aydınlık gibi
            Omuzlarına saçların
            Gitgide artar kalbinin vuruşları
            Bir musiki halinde dünyamı doldurur
            Ansızın bütün sesler kesilir
            Zaman durur
            Bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde
            Her gün seninle yeniden var oluruz
            Eriyip kaybolduğumuz yerde.
            
            Sesini duymadığım gün
            Yaşanmış değil
            Açan çiçek değil
            Öten kuş değil
            Yüzünü görmediğim gün
            İçimde yıldızlar sönük
            Güneşler güneş değil
            Seni sevmediğim gün
            Seni anmadığım gün
            Olacak iş değil.
            
            Her günüm seninle geçsin
            O güneşe en yakın
            Kimsenin varamayacağı bir dağ başında
            Uçsuz bucaksız uzak denizlerde
            İnsan ayağı değmemiş ormanlarda
            Uzaklarda, en uzaklarda
            O gemilerin uğramadığı limanlarda
            Işığım ol, alın yazım ol benim
            Vatanım ol, evim ol
            Yeter ki bir ömür boyu benim ol
            Her günüm seninle geçsin.
Reply

kittenminseok

Ben 
          senden önce ölmek isterim. 
          Gidenin arkasından gelen 
          gideni bulacak mı zannediyorsun? 
          Ben zannetmiyorum bunu. 
          İyisi mi, beni yaktırırsın, 
          odanda ocağın üstüne korsun 
                              içinde bir kavanozun. 
          Kavanoz camdan olsun, 
          şeffaf, beyaz camdan olsun 
                              -ki içinde beni görebilesin.
          Fedakârlığımı anlıyorsun: 
          vazgeçtim toprak olmaktan, 
          vazgeçtim çiçek olmaktan 
                                  -senin yanında kalabilmek için. 
          Ve toz oluyorum 
          yaşıyorum yanında senin. 
          Sonra, sen de ölünce 
          kavanozuma gelirsin. 
          Ve orada beraber yaşarız 
          külümün içinde külün, 
          ta ki bir savruk gelin 
          yahut vefasız bir torun 
          bizi ordan atana kadar.
          Ama biz 
          o zamana kadar 
          o kadar 
          karışacağız 
          ki birbirimize, 
          atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz 
                                                yan yana düşecek. 
          Toprağa beraber dalacağız. 
          Ve bir gün yabani bir çiçek 
          bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse 
          sapında muhakkak 
          iki çiçek açacak: 
                              biri sen 
                              biri de ben. 
          Ben 
          daha ölümü düşünmüyorum. 
          Ben daha bir çocuk doğuracağım. 
          Hayat taşıyor içimden. 
          Kaynıyor kanım. 
          Yaşayacağım, ama çok, pek çok, 
          ama sen de beraber. 
          Ama ölüm de korkutmuyor beni. 
          Yalnız pek sevimsiz buluyorum 
                                          bizim cenaze şeklini. 
          Ben ölünceye kadar da 
          bu düzelir herhalde. 
          Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde? 
          İçimden bir şey: 
                            belki diyor. 

lomltubatu

saat 02.29 
            seni seviyorum 
Reply