kafanın içinde oluşturduğun karakterler,
yarattığın acı dolu sahneler ve koynuna
sığındığın geceler; kalemin elinden düşüp
kırılana kadar seni anlayan tek şeylerdir.
sonra, mürekkebin biter ve sen de yeri
geldiğinde göz yaşlarınla, yeri geldiğinde
de kanınla dökersin kafanda şekillenen
kelimeleri satırlara. her satır onları taşır;
acıların gölgesinde sulanıp büyüyen yaralı
ruhları. sen de yaralı parmak uçlarınla
şekillendirir ve okşarsın onların acılarını.
yaralı parmaklardan akan kan onların
ruhlarındaki acıyla karışır ve şekillenir.
onları sen yaratırsın içinde, sonra da
yaşatır ve nefes aldırırsın cümlelerinle.
beyninden fırlayıp boşluğa doğru uzanan
kelimelerin uçlarından usulca tutarak onları
biçimlendirir ve bir gün, hepsini teker teker
öldürürsün. hiç doğmamış, var olmamış gibi.
seninle yaşar, seninle ölürler.