Tanrım, yalvarıyorum sana. Ruhum korkunç bir esaretin altında can çekişiyor. Nasıl görmezden gelebilirsin bu zavallı beni? Nerede o yüceliğinin gölgesinde sert fırtınalar kopartan adaletin? Hani kasıp kavurabiliyordu herkesi? Neden karşımda dikilmiş, ruhu mezarlık kadar korkunç kokan insanlara değil bu fırtınan? Arafta kaybolmuşluğum gülünç mü geliyor sana? Neden cennet anahtarlarını köşe bucak kaçırıyorsun bu aciz bedenden?
Pekâlâ bu gece kalemimin mürekkebini gözyaşları ile daha fazla dolduramam. Zaten haddimden çok fazladır dünyanı mesken ediyorum. Affet yüce Tanrım! Tecessüs edecektim ancak zihnimin başından beri kukla gibi iplerini sana teslim ettiğini bir süreliğine unutuvermişim. Affet.