Ölümün o soğuk yüzüyle karşılaştığınızda büyük bir boşluğa düşüyordunuz. Yapayalnız kaldığınızda veya olur olmadık zamanlarda düşüyordu aklınıza. Bazen duygulanıyor ağlamak istiyordunuz bazen ise anlamsız bir gülüş oluyordu yüzünüzde. Ama her ne olursa olsun sonunda boğazınızda bir yumru hissediyordunuz. Söylemek isteyip de söyleyemedikleriniz dudaklarınızın ucunda birikiyordu. İyi ya da kötü hatıralar ki genelde iyi hatıralar geliyordu aklınıza. Size ne kadar zarar vermiş olursa olsun hep iyi hatırlıyordunuz. Sonra alelade bir günde öylesine sokakta yürürken karşıdan geçen bir baba-kız, anne-oğul veya tatlı bir çift... acıtıyordu canınızı. Gözlerinizi onların üzerinden çekmek isteseniz de çekemiyordunuz. Adımlarınızı yavaşlıyor, derin bir nefes vererek izliyordunuz. Taa ki gözden kaybolana dek... sonra hemen ardından ellerinizi ceplerine koyup başınızı eğerek yolunuza devam ediyordunuz. Yol uzundu ve eve gitmeniz gerekiyordu. İşte hayatın hala devam etmekte olduğunu, evinize gitmek için ilerlediğinizde hatırlıyordunuz.