Ölmek istemiyorum. Gerçekten istemiyorum. Hatta belki de korkuyorum biraz. Bilemiyorum, belki acı çekme ihtimalimden belki de ölümden sonraki hayatın var olma ihtimalinden.
Ama var olmak da istemiyorum. Yaşamak için tek bir nedenim yok.
Geride kalacak olanlar umrumda değil, ağlamalarıysa mesele ağlasınlar, ağlayacaklar tabi. Bir gün duracak elbet gözyaşları, var olmamış gibi olacağım onlar için. Bir tek anneme üzüleceğim, bir melek ağladı diye o da.
Kalma nedenim bu olmamalı bu sebeple.
Mutlu olmamı sağlayacak tek bir neden, beni hayata tekrardan bağlayacak tek bir dal yok.
Niye ihtiyacım olsun ki o zaman keskin jiletin kestiği bileklerimden akan kana? Ya da kalın ipin boğazımı sıkmasıyla içime giremeyen havaya?
Yok yok, öleceksem böyle olmamalı. Unutulmamalı. Basit kaçamaz bu.
İnsan ölüm senaryosunu yazar mı?
Geri dönüyorum o günlere, hissediyorum.
Kaybetmeye çalıştığım benliğin beni sarmalıyor.
Kurtulamıyorum.
"Mama, ooh
I don't wanna die
Sometimes wish i'd never been born it all."