Gece küsmüş geceye, buhranla kaplı yüreği. Gece küsmüş insanlara. Herkese, her şeye. Gece küsmüş tüm cihâna. Hüzün dolu her şeye kapatmış kendini. Çok hasar almış gece, dayanamamış bu acılara. Sığınak olmuş, herkes sığınmış geceye. İnsanlar anlatmış dertlerini, gece siyaha boyamış kendini. Siyahtır gece. Rengini almış dertten. Gece bir resim sayfası, gözyaşı siyah boya olmuş. Boyanmış gözyaşıyla acımasızca. Duran olmamış, ağlamışlar durmadan. Boyanmış gecenin her bir milimi. Onlar susmamış gece kendini heba etmiş. Haykıramamış, susmuş hep. Sonunda dayanamamış gecenin yüreği. Haykırmış dağlara, taşlara, ağaçlara, yere, göğe, herkese. Gecenin susmaktan lâl olan dili çözülmüş, bağırmış tüm cihâna. Anlamamışlar geceyi. Nankörlük etmişler tek sığınağı olan geceye. Dertle dolu olan gece, küsmüş her defasında sustuğu için geceye. Bak yine gece oldu. Siyaha boyandı tüm gökyüzü. Şimdi sus ve dinle, insanların dertleridir geceyi ağlatan. Islan gecenin haykırışlarıyla, kendi dertlerinle. Sen geceyi ağlatan insan evladı, bak şimdi göğe, bir gece vakti kayboluyor gece.