"Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı."
***
Sonunda "Çok saçmaladım," dedi "Senden özür dilemek istiyorum. Mutlu olmaya bak e mi?"
Küçük Prens çiçeğin sitem etmemesine şaşırmış, elinde fanus kalaklmıştı. Onun bu yumuşak, bu sakin tavırlarına anlam vermiyordu.
"Elbette seviyorum seni," dedi çiçek ona. "Benim yüzümden bunu bile anlayamadın. Ama artık hiçbir önemi yok. Tabii sen de benim kadar aptallık ettin. Ama mutlu olmaya bak... Şu fanus bırak elinden. İstemiyorum onu.
" Ya rüzgar... "
"O kadar hasta değilim... Gecenin serinliği benim için iyi gelir hem. Çiçeğim ben."
"Peki, ya hayvanlar..."
"Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, birkaç tırtıla katlanmam gerek. Çok güzel bir şey olmalı bu... Ziyaretime kim gelir yoksa? Sen uzaklarda olacaksın. Büyük hayvanlar gelince, onlardan korkum yok. Benim de pençelerim var..."
Bunu derken dört tanecik dikenini göstermişti. Sonra da "Sallanıp durma burada, huzursuz ediyorsun beni," dedi. "Madem gitmeye karar vermişsin, çek git hadi!
Aslında, Küçük Prens ağladığını görsün istemiyordu. Pek gururlu bir çiçekti...
- JoinedNovember 26, 2015
Sign up to join the largest storytelling community
or