Gece sessizce fısıldıyordu şairin kulaklarına güneşe olan sevdasını lakin imkansız dı onların buluşması.Biliyordu amma yine seviyordu.O yanina kilometrelerce uzakta olsan dahi sıcaklığıyla seni kavurup bitirecek külünden bir parca bırakmayacak olan koca bir yıldız parçasinı seviyordu işte.
Şair mısralarından,satırlarından,her bir zerre kelamindan kağitlara,taşlara ve duvarlara dökülen Aşk aslina bakarsanız geceye aitti.Çünķü o şaire aşkın en berrak halini de aşkın en yakıcı noktasını da fısıldayan Geceydi...
Geceydi esas seven
Geceydi aşıkların,dertlilerin,umutsuzluga kapılmışların gonlüne ışık olan
Ve o gece'nin yanlızlığına eşlik edenlerdi yıldızlar,hiç bir şeyden haberi olmaksızın sadece parlıyorlardı gece'nin etrafın da!
Hatta yine o yıldızları da parlatan Geceydi.
Ama herkes geceyi karanlık bildi ve guneşin aşkını gördü.
Gece'nin aşkını da yanlızca onun sesini duyan kalpler işitti...
Ve yine yanlızca onun hakikatini yanlız olanlar anladı.
-Gece'midir esas seven güneş mi?-