mattheweasigim

Yanan canına ruhunu uzatamamak ölmek gibiymiş. Bilmediğin her şeyi ve hiçbir şeyi iliklerine kadar hissetmek, bunun çaresizliğiyle baştan aşağı titremek ama bilememek...
          	
          	Ölümmüş.
          	
          	Gerçek anlamında delirmek ile fazla mantıklı olmak arasındaki çizgi saç telinden dahi inceymiş. Bugün nereye doğru gittiğim hakkında bir fikrim yok, fakat şundan eminim : İp bir şekilde arkamda kaldı ve ben neredeyim bilmiyorum.

mattheweasigim

Yanan canına ruhunu uzatamamak ölmek gibiymiş. Bilmediğin her şeyi ve hiçbir şeyi iliklerine kadar hissetmek, bunun çaresizliğiyle baştan aşağı titremek ama bilememek...
          
          Ölümmüş.
          
          Gerçek anlamında delirmek ile fazla mantıklı olmak arasındaki çizgi saç telinden dahi inceymiş. Bugün nereye doğru gittiğim hakkında bir fikrim yok, fakat şundan eminim : İp bir şekilde arkamda kaldı ve ben neredeyim bilmiyorum.

mattheweasigim

Siz hiç uykuya en ihtiyacınız olduğu gecelerde inadına uykusuz kalıp bunun size daha iyi hissettirdiği gerçeğiyle yüzleşmenin acısını uykuya olan ihtiyacınızla hissettiniz mi?
          
          Siz hiç, yaşamayı hissetmeyi sevdiğiniz için uyumayı tercih ettiniz mi? Ben yaşamayı bir daha hissedememe korkusuyla uykularıma sığındım. Kafamın en buğulu cümlelerinde buharlaşan kelimelerin ruhuma karışmaması için hepsini susturabilmek adına uykularıma sığındım.
          
          Her gece terk edilmeme rağmen.

mattheweasigim

Birçok şeyi kabullendiğimi kabullendiğim, ağır duygular altında bunu yaptığım bir gündeyim. Kendimi onca geniş alanın ortasında etrafı kendi gibi buğdaylarla çevrili, gün batımı eşliğinde esen rüzgara maruz kalıp sağa sola savrulan bir buğday hissediyorum. Gibi değil, tam olarak öyle hissediyorum.
          
          İç sesim sanki sesini yitirmiş ama mühim şeyler söylüyormuş gibi. Dudaklarını okumaya çalışıyorum fakat kollarım arasından geçip gidenleri hesaba katamıyorum. Bir şeyler kazanmaya çalışıyorum ama benden gidenleri de tutamıyorum. Ben gibi.
          
          Boşluk gibi muammayım bugün. Görünürlüğü pek tabii, yadsınamaz bir gerçek olan; hiçliğinin anlamsızlığı kadar değersiz olan.
          
          Olduğum gibi görünememem bana anca bu kadar zarar verebilirdi.
          
          Bir şeyleri baştan kabul etmek yerine kendimi kandırmak beni anca bu kadar aptal yapabilirdi.

mattheweasigim

İçinde adeta taşan merhameti engelleyemeyip, etrafındakileri korumaya çalıştıkça göz göre göre itilmek kadar aciz bir durum yok. Duygularını bastıramıyor olup bunun için bir de dışardan darbe almak kalbini sökme isteği uyandırıyor.
          
          Ne ilgilendirir ki? Başkalarının hayatı neden bu kadar seni ilgilendirir? Haddini bilmiyor musun? Bu sana sadece kendi hayatını kaybettirir. Yapma şunu.
          
          Ama içimdeki o küçük kız çocuğunu durduramıyorum.
          
          Bak küçük kız, ya bana engel olma ikimizi de koruyayım ya da git buradan. Beni yıkmaktan başka bir şeye yaramıyorsun.

mattheweasigim

Siz hiç, her şeye sahipken kendinizi koca bir hiçlikte kayboluyormuş gibi hissettiniz mi? Suladığınız çiçeğin büyümediğini görmek nasıl hissettiriyor size? Kelimelerin arasında kaybolmuşken bir cümle nasıl yazılır biliyor musunuz?
          
          Bilmemek, bilmemeyi hiç dilememiş olup hapsolmak. Karanlık ruhumun üstüne yazdığım bu kelimeler, bana bir şeyleri anlatmak ister gibi.
          
          Sahi, siz hiç her şeyi duyabilmenize rağmen kendinize sağır oldunuz mu? Ruhunuzun bir parçası kopup giderken canınız ne kadar yandı? Benim canım yanmıyor artık, sanırım nankörüm. Herkese yetebilen ama kendisinden hiç haber alamayan bir ruha seslenmeye çalışmak, uzun ve boş bir tünelde sesinizin yankılanması gibi. Aptalca, bir duvardan diğerine çarpan ses dışında hiçbir şey yok. Koca bir hiçliğe bağırmak nedir, bağırdınız mı? Boğazınızın yırtılacak gibi olmasına rağmen nasıl duymazsınız?
          
          'Bugün mavi ve griyim.'
          
          Ruhumun çığlıklar dolusu ateşinin arasında, dalga dalga ateşin harlanışını izliyorum. Ben, ben hiç kendimi kurtarmadım ki.
          
          Boş bakan gözlerime inat feryat figan doluyum yine bu gece. Yarının benden neler çalacağını bilmeden her bir zerremle yarına doğruyum şimdi.
          
          Kalk Füsun, yalvarırım kalk ve duy kendini. Barış'ın kendini bıraktığı uçurumun dibine ruhunu bıraktın zaten, ellerinden bir bir kayıyor her şey. Kalk kızım. Dizlerindeki yaraları tek başına sarmak zorunda kalacaksın yine, ama kalk. Çünkü aşağısı uçurum...

mattheweasigim

Güzel kızım, Füsun'um. Sana bu kadar değer verdiğimi ve seni bu kadar sevdiğimi bilmiyordum. Keşke söyleseydin hazırlıklı gelir, kalbimde daha çok yer açardım. Kalbim taşıyor kızım; gözlerimden, ellerimden, dilimden, bedenimden, tutamıyorum. Ne çok özelmiş ne çok güzelmişsin. Konuşurken titreyen kirpiklerine kadar kalbini hissettim hep küçük kardeşim. Evinize aile olarak kabul ettiğinizden beridir huzurumu hissetmeyi bir saniye olsun bırakmadım. İyi ki, çokça iyi ki. Taşan kalbimden sevgilerle...

mattheweasigim

gözlerine iyi ki bakmadım çünkü dışarı çıkıp aldığım ilk nefeste gözlerim dolarken bunu bastırmak isteyip babama bir şeyler anlattığımda sesimin titreyeceğini bu yüzden yol boyu neredeyse hiç konuşamayacağımı hissetmiş gibiydim.
Reply

mattheweasigim

@ bartuhakli  ben hep diğer odada olacağım 
Reply

bartuhakli

gözlerime iyi ki bakmadın çünkü içeri geçip sandalyeye oturduğumda ilk beş dakika neden içimde böyle derin bir sıkıntı hissettiğimi anlayamadım.
Reply