Siz hiç, her şeye sahipken kendinizi koca bir hiçlikte kayboluyormuş gibi hissettiniz mi? Suladığınız çiçeğin büyümediğini görmek nasıl hissettiriyor size? Kelimelerin arasında kaybolmuşken bir cümle nasıl yazılır biliyor musunuz?
Bilmemek, bilmemeyi hiç dilememiş olup hapsolmak. Karanlık ruhumun üstüne yazdığım bu kelimeler, bana bir şeyleri anlatmak ister gibi.
Sahi, siz hiç her şeyi duyabilmenize rağmen kendinize sağır oldunuz mu? Ruhunuzun bir parçası kopup giderken canınız ne kadar yandı? Benim canım yanmıyor artık, sanırım nankörüm. Herkese yetebilen ama kendisinden hiç haber alamayan bir ruha seslenmeye çalışmak, uzun ve boş bir tünelde sesinizin yankılanması gibi. Aptalca, bir duvardan diğerine çarpan ses dışında hiçbir şey yok. Koca bir hiçliğe bağırmak nedir, bağırdınız mı? Boğazınızın yırtılacak gibi olmasına rağmen nasıl duymazsınız?
'Bugün mavi ve griyim.'
Ruhumun çığlıklar dolusu ateşinin arasında, dalga dalga ateşin harlanışını izliyorum. Ben, ben hiç kendimi kurtarmadım ki.
Boş bakan gözlerime inat feryat figan doluyum yine bu gece. Yarının benden neler çalacağını bilmeden her bir zerremle yarına doğruyum şimdi.
Kalk Füsun, yalvarırım kalk ve duy kendini. Barış'ın kendini bıraktığı uçurumun dibine ruhunu bıraktın zaten, ellerinden bir bir kayıyor her şey. Kalk kızım. Dizlerindeki yaraları tek başına sarmak zorunda kalacaksın yine, ama kalk. Çünkü aşağısı uçurum...