Bilinçsizce koştum bu inişin sonuna ulaşana dek. Ama tren bu aşkın ayrılığını işaret edercesine çoktan ayrılmıştı bile. Çok eski günlerin anısı ve denizin ışıltısı O mevsim geliyor yine ve ben buhar izlerine gözümü kısıp bakıyorum. O uysalca sallanan ayçiçekleri veda edemiyor hala. Bir milimetrelik bir boşlukta hala bir sancı hissediliyor. Kaybolup giden bu havai fişekler, yansıyabilirse göz yaşlarının döküldüğü yere,
Kesinlikle hatırlayacağım,
Ve sana haber vereceğim
Tam olarak burada beklediğimi. Sana bir cevap beklemediğimi söyledim, bir yalancı olsam da Böylece sahildeki bir topun üstüne çökerim Yarının sahip olduğu yenilmiş düşüncelere boyun eğmiş olsam da. Ne görülebilir yavaşça batmakta olan ufukta;
Şu an ağlayabilirsem, kendime karşı dürüst olabilirim biraz daha.
Parmaklarımız birbirine dokunduğunda, bu yalnızlık aniden çözülebilir. O yüzden kapatacağım gözlerimi yavaşça. Ve sana haber vereceğim Tam olarak burada beklediğimi. O uysalca sallanan ayçiçeği: o gün nasıldım Kabullenmek istemiyorum perçemlerimin bu kadar uzadığını...
'Çünkü sonuçta hiçbir şey değişmedi!'
Rüzgarın sesine doğru dönüyorum, ama hala nerede olduğun belli değil. O yüzden bir dilek tutacağım sessizce
Ve sana haber vereceğim
Tam olarak burada beklediğimi