mengrai

Bir jungkook fic'i yayınladım, ortalama 25 bölüm falan olur, okumak isterseniz

mengrai

Bir filmden bir sahne gibi, 
          Sana elimi uzatıyorum.
          Kırık geçmişin, toz olmuş geleceğin.
          Kimsesizliğine yetiştirdiğim çiçekler,
          Solup yittiler.
          Geceleri göğsünü dağlayan sanrı,
          Hiçliğinin yarası,
          Bir gece yarısı, üstünü örten ağrı,
          Yitip giden hayallerinin yankısı.
          Elinde tuttuğun sanrı,
          Hiç oluşunun sızısı.
          Bir filmden bir sahne gibi,
          Sana elimi uzatıyorum.
          Yaralı geçmişin, bereli geleceğin.
          Kulağındaki fısıltı,
          Göğsünü delen ağrı.
          Yitik sanrılarının kölesi,
          Mabedine dönen göçebenin,
          Bir şafak vakti, 
          Alnına dizdiği mermileri.

mengrai

Kırık bir çocuğun elinden tutan acı, yattığı yerden kaldırmaz mıydı? Kırık kalbini uyuşturan ağrı, uyandırmaz mıydı onu geceleri yattığı yerden? Kimsesizliğin acısı sızlatmıyor muydu? Her gece uykunu bölen hayaller ağırlık yapmıyor muydu? 
          
          Uyanmaz mı? Elini uzattığında parmak uçlarını yakan kabuslar bir olup da ayak tabanlarına sürtündüğünde, geçmişinde yaşayan şeytanlar uyanmaz mı? 
          
          Uyanıyorlardı, ellerinde hançerle bir gece kapına dayanıyorlar, sen kapıyı kaç defa kilitlesende bir yolunu bulup açıyor, menteşelerini göğsüne saplıyorlardı. Bak, beni almadın ama ben yine bir yolunu buldum. Sen beni içeri almadın ama ben yine girdim kafanın içine, belki kulaklığından belki pencerenden belki de göz altlarına damlayan yağmur tanelerinde, her gece kafanı koyduğun yastığın içinde. Bir şekil içeri giriyorum ve sen bana engel olamıyorsun. Ben senim, kafanın içindeki en parlak düşünceyim, geceleri kulağına okunan ninniyim diyordu. 
          
          Hiçliğin canı yanıyordu ve kimsesizlik her gece onu alnından öpüyordu, ağlamasın diye.

mengrai

Şu uygulamada tanıdığım bir tane insan evladı yüzümü güldürmedi amk

mengrai

@aysrosie  emoji çıkmadı, az ağzıma sıçılmadı be 
Reply

mengrai

"Yanında görmeye dayanamadığı bedeni kalbinde nereye koyacağını bulmaya çalışıyordu. Yan yana yürümek istemediği kızın sevgisini istiyordu. Belki de bu yüzdendi, bu sevgi, içimde kalan bu sevgi ceza olacaktı. Birisini istemediği bir şeye zorlamak, onu kandırmanın cezası olacaktı. Yalanın kefateti olarak, bu sevgi üstümü örtmeyecek, beni yakacaktı. Nereye yerleştireceğini bilemediği kalbinin odacıklarında cayır cayır yanacaktım. Yanında duramayacağımın kesinliğini belirten gözleri, hep kalbinde kalacağımın sözünü vermişti. İnsani bir endişeyle üzerimde gezinen güzel gözleri, rüyalarımda hep kırgınlık dolu bir bakışla mı kalacaktı? Ondan özür dilememe izin vermeyen gözleri bana hep kırgın mı kalacaktı? Halbuki  çok net hatırlıyordum, cam kadar keskindi gözleri. Dokunsam avuçlarımı yarabilecek kadar, kesikleri tenimi yakabilecek kadar. Yeşile çalıyordu gözleri, dingin bir orman uğultusu kadar ihtiyatlı ve sessiz. Bana hep kırgın bakan gözleri, bir daha hiç geri gelmeyecek miydi?"