Bilmem ben.
Bilmem sevgi nedir?
Hiç "öyle güzel" sevilmedim ki.
Hep bir istekleri oldu, hep bir beklentileri...
Ben hiç yüzümdeki kusurları derin derin okşayacak birini bulamadım.
Altın takılara gösterilen ilgiyi bir kişiden istedim sadece. O da hiç o ilgiyi görmemi sağlamadı.
Bende toprağa atıldım. Binlerce yıllık kömür oldum. Daha sonra sıkıştım, benciller ve zorbalar yüzünden sıkıştırıldım. Ama asla pes etmedim. Gün yüzeyine çıkana kadar bekledim. Pes etmememin bir bedeli vardı elbette, o bedeli öğrenmekte kararlıydım. Sonucuna hazır hissediyordum lâkin içimde hep bir ukte kaldı. Kötü bir hissiyat...
Beklemediğim bir şey oldu. O kötü his aslında zorbaların yıktığım binalarıydı, mahvettiğim projelerdi... Elmas olarak doğana kadar bu kötü hissiyat geçmedi. Daha sonra hayran olunası oldum ve şimdi o zorbaların evlerinde kıyamete neden oluyorum.
(...)