"Çok merak ediyorum Alberto, acaba senin yazarın olsa nasıl biri olurdu?" dedi Francis Nora'nın elinden zorla kitabı alarak.
Geceydi ve mumlar küçükte olsa kitapları okumamıza yardım ediyordu. Nora sadece derin nefes verip göz devirmekle yetindi ve başka bir kitaba yöneldi. Bugün ne olmuştu bilmiyorum ama keyfi yerinde değildi. Normalde Francis'in kafasına o kitabı monte etmesi gerekiyordu.
"Bence en az onun kadar düşünceli ve aklı başında olurdu," dedi Nora kitaptan gözlerini ayırmayarak. Bunu sadece soruyu cevaplamak için söylemişti. Çok fazla düşünmemişti.
Saçına geçirdiği kalemi tek hareketle çıkartıp bir cümleyi işaretledi ve kalemle dudağı ile oynadı. Albert'in dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. Ama içten değildi. Çünkü içten olunca gamzesi belli oluyordu.
Bunu ise ne ara fark ettiğimi bile bilmiyordum. Francis gözlerini kıstı ve Albert'i baştan aşağı inceledi.
"Bence o da en az bu kadar soğuk olurdu. Hatta bence senin yazarın buz buz," dedi ve elinde ki kitabı sertçe kapattı. Albert'in önünde ki kitaplardan bir tanesini aldı. Gülmemek için dudaklarımın için ısırdım.
"Tarihte bir ilk yapmışım desene," dedi Albert Francis'e doğru. Bir taraftan gülüşümü seyrediyordu. Bunu fark edip düz bir ifade takındım ve elimde ki kitabı incelemeye koyuldum.
"Buz yazarın soğuk karakteri," dedi Francis'in turuncu saçlarını karıştırarak.
Buz yazarın soğuk karakteri.
Bu düşünce ister istemez içimi ısıtmıştı.
"Bence," dedim elimde ki kitabı kapatıp. Bundan da bir şey bulamamıştım.
Francis ve Albert ne diyeceğimi merakla bekleyerek bana baktılar. Nora ise hâlâ kitapta ki o cümle ile baş başa gibiydi.
"O da tıpkı senin gibi piskopat olurdu," dediğim an Francis kahkahayı patlatmış ve Nora bile kafasını kaldırıp gülümseyerek bana bakmıştı. Albert ise beklemediğim bir şekilde gülümsemişti. Hem de yanağında ki gamzesi ile...