Küçükken en sevdiğim şey penceremin buğusuna bir şeyler yazmaktı. Her gece istisnasız yapardım bunu. Özellikle de bulutların göz yaşlarına kurban gittiği gecelerde vazgeçilmezim olmuştu. Ama her şeyin sonu olduğu gibi bunun da sonu vardı. Penceremin buğusunun sonu gelmişti. Buğu yok olmuş yerini soğuk cama bırakmıştı. Buğuluyken göremediğim manzara netleşmişti. Ama ne var ki benim istediğim bu değildi. Ben minik ellerimle dans eden penceremin buğusunu istiyordum. Bu yüzden kaybolan buğumu kendim yaratmıştım.
Sıcak nefesim soğuk cama çarpıp buhar oluştururken minik ellerimi birbirine sürtüp ısıtmaya çalışmıştım. Çünkü hayallerimi çizerken soğuk camın onları üşütmesinden korkardım.Cam gibi soğuk olmalarındansa nefesim gibi sıcak olmalarını isterdim.
Yıllar geçip ben büyürken pencereler de değişmişti.
Pencereler değişmişti ama camların soğukluğu hiç yerini devretmemişti. Soğukluğunu koruyan camlar ellerim kadar hayallerimi de üşütmeye başladığında artık kendi yarattığım buğuların peşini bırakmaya karar verdim. Aslında ellerimin üşümesi değildi sorun . Hayallerimin üşümesiydi...
Beni ben yapan hayallerimin sıcak kalması için artık penceremin buğusuna değil beyaz sayfalara yazmaya başladım.
- İSTANBUL...
- JoinedMay 3, 2015
Sign up to join the largest storytelling community
or
meselamaya
Aug 10, 2019 09:46PM
Daha önce kimse böyle bir kurgu yazmadı... https://www.wattpad.com/story/196937117View all Conversations
Story by Meselenin İnsanı
- 1 Published Story
Devletin İzli Çocuğu (DİÇ)
96
5
1
Kimse bilmiyordu dünyanın planlarının yıllar öncesinden tasarlandığını. Ülkenin başına gelen adamların ta beb...
#33 in sevi
See all rankings
2 Reading Lists
- Reading List
- 101 Stories
- Reading List
- 102 Stories