mhmraydin

Bir gündüz daha yerini çoktan geceye bırakmıştı. Gözler kapanmak üzere...
          	Ve bir şarkı, kapanan gözlerde tüm anıları canlı tutuyordu. 
          	Her notası kalbe dokunan ağır bir şarkı...
          	Kirpiklerin ıslanması eşlik ediyordu onca anıya, hayale.
          	Bir gün daha son bulacakken hep aynı sekilde,
          	Kalpteki boşluk dolmuyordu.
          	Alışmasına alışılıyor fakat sızısı her zaman aynı şiddetle acıtıyordu.
          	Üstelik geçmiyor, sürekli de sızlıyordu.
          	

mhmraydin

Bir gündüz daha yerini çoktan geceye bırakmıştı. Gözler kapanmak üzere...
          Ve bir şarkı, kapanan gözlerde tüm anıları canlı tutuyordu. 
          Her notası kalbe dokunan ağır bir şarkı...
          Kirpiklerin ıslanması eşlik ediyordu onca anıya, hayale.
          Bir gün daha son bulacakken hep aynı sekilde,
          Kalpteki boşluk dolmuyordu.
          Alışmasına alışılıyor fakat sızısı her zaman aynı şiddetle acıtıyordu.
          Üstelik geçmiyor, sürekli de sızlıyordu.
          

mhmraydin

Ey , benim adına sevda dediğim !
          Ey, gönül yangınım,
          Duruşuna, gözlerine,sesine yandığım.
          
          Nasıl da gittin çabucak, ardında yaşlı gözleri bırakarak.
          Öyle acımasızca bıraktın ki beni,
          Eve eli boş dönen işsizin boynu gibi bükük kaldı yüreğim.
          
          Oysa ben...
          Nasıl da çok sevdim seni.
          Gökyüzünün maviliğine aşık olmuş bir deniz gibi,
          Ufukta birleşmeyi hâyâl ede ede...
          
          Nasıl da masumca sevdim seni.
          En ağır şarkıların yüreğe dokunan notalarında,
          Uzaklara baka baka...
          Yorgun bir yüreğin sakinliğinde,
          Denizden esen meltemin serinliginde,
          En acımasız eleştirilere maruz kala kala sevdim seni.
          
          En çokta vazgeçemeyecek kadar sevdim.
          Küçük bir yavrucağın annesine muhtaç ve bağımlı olduğu gibi.
          
          Neden olsun bu zindan karanlığındaki ayrılık ?
          Yoklugunun verdigi acının bile başımın üstünde yeri varken...
          
          Ah be gönlümü herkese kör edenim!
          Dikenli yollara çarpmış küçük bir serçe gibiyim.
          Kalakaldım acının tam ortasında,
          Kıpırdayamıyorum.
          Gidemiyorum.
          Vazgeçemiyorum... *M.AYDIN*

mhmraydin

Zaman geçiyor, koskoca dünya koskoca güneşin etrafında dolanıyor, gündüzler geceler hiç aksamadan devam ediyor. Sonbahar , kış,ilkbahar, yaz oluyor, çicekler büyüyor , meyve veriyor, kuruyor, küçük çocuklar okula başlıyor, daha dün gibiyle başlayan cümlelerimiz oluyor. Ama lanet olası aşk olduğu yerde sayıyor. Ne eksiliyor ne yok oluyor. 

mhmraydin

Öyle gözleri var ki adamın, gelmiş geçmiş tüm gözyaşlarıma bedel. Bir duruşu var , bin kere dönüp bakmaya değer.  O sigarayi tutuşu, dudaklarına götürüp uzaklara bakarak tüm dertlerini içine çekiyormuşcasına içişi...  Bir de kadın var. Adamın sigara tutuşuna bile roman yazacak kadar çok seven... Içini derin derin çekip sevilmemeyi sindiren, adamın olmaz dediğini olur yapmaya çalışan, adamın gözlerinde boğulan, sesini duyunca üşüyen...

mhmraydin

Saçları güzeldi adamın, kumrala çalıyordu hafifte sarıya. Hafif fındık burnu, dudaklarında ki umursamaz gülüş, kaşlarının gelişigüzel dizilişi ve kendine çok yakıştırdığı sakalları. Birde ses tonu var ki... Gözlerinden  bahsetmeyecegim,aşık olduğum onlar. Bir insan bir ınsanı  ne kadar çok sever, bir insan bir insanı nasıl da sevmez hepsini onda öğrendim.